Munzur Doğa ve Kültür Festivali için heyecanlı-gerilimli-kaygılı süreçlerin yaşandığı şu günlerde olduğu gibi, hemen her dönem bu kadim coğrafyanın bazı özellikleri, ülke gündeminin de bir parçası olmuştur. “Eğitim” o özelliklerin başında gelir ve yazının başlığındaki ifade, tam olarak hem Dersim coğrafyasını, hem de onun bir kurumu olan Tunceli Eğitim ve Sağlık Vakfı’nı tanımlar.
Bir olgu olarak ‘eğitim’, Dersim’de formel kurumların inşasından çok daha geçmişe dayanan bir deneyimdi. Her şeyden önce Alevi inanç geleneğindeki Cem’ler, aynı zamanda birer eğitim işlevi görürdü. Yanı sıra istikrarlı mekânsal karşılığı olan eğitim pratikleri de vardı. Mesela köylerde ileri gelen aileler evlerinin bir odasını ‘eğitim’e ayırır; öğretmen ve materyal maliyetini de kendileri karşılardı. 20. yüzyıl içinde Dersim’de ‘eski yazı’nın yaygın şekilde bilinmesi büyük ölçüde bu enformel eğitim çabalarının bir sonucuydu.
∗∗∗
Resmi devlet eğitim kurumları bakımından da Dersim, pek çok başka şehirden daha eski-köklü bir deneyime sahipti. Prof. Dr. Ümüt Akagündüz’ün araştırmalarına göre Dersim sancağında ilk mektepler 1877’de Nazimiye ve Hozat’ta açılmıştı. Daha sonra bunları Rüştiyeler takip edecekti. 1894’de altısı Rüştiye, geri kalanları İptidai olmak üzere Dersim’de toplam 81 okul bulunuyordu. Bunların kimliksel dağılımı, bir ölçüde coğrafyanın demografik çeşitliliğine-zenginliğine uygundu. Mesela Dersim merkezde iki İptidai Mektepten biri Ermenilere aitti. Çarsancak’ta 18 İptidai Mektepten beşi Ermeni, biri Protestan okuluydu. Çemişgezek’te 52 İptidai Mektepten ikisi Protestan, 11’i Ermeni’lere aitti. Mazgirt’te bir İslam, bir Ermeni İptidai Mektebi, Pah’da bir İslam İptidai Mektebi vardı.
∗∗∗
1889-1908 kayıtlarına göre Dersim’in en kıyısında kalan Ovacık’ta bile biri merkezde, ikisi köylerde olmak üzere üç İptidai Mektep vardı. Kızılkilise merkezi dışında Ersik ve Ramazan Nahiyelerinde de birer İptidai Mektep vardı. 1907 yılı kayıtlarına göre Ersik İbtidai Mektebinde 22, Kızılkilise İptidai Mektebinde 33, Ramazan İptidai Mektebinde 16 erkek öğrenci okuyordu. 1872-1908 yılları arasında Çemişgezek, Hozat, Mazgirt, Çarsancak, Pertek, Ovacık ve Kuzican (Pülümür) Rüştiye Mektepleri aktifti. Örneğin Mazgirt Rüştiye Mektebi’nde 1872-1908 yılları arasında 532 öğrenci eğitim görmüştü. Pertek Rüştiye Mektebi’nde bazı dönemler kesintiye uğramış olsa da aynı tarih aralığında 709 öğrenci eğitim görmüştü. 1913-1914’e gelindiğinde sayısı biraz azalmış olmakla birlikte Dersim Sancağında 54 iptidai okulu bulunmaktaydı. Bu okullarda beşi kadın, 67 öğretmen görev yapmış ve 173 kız öğrenci eğitim görmüştü.
Cumhuriyet döneminde de 1938’den önce Dersim’in pek çok yerinde devlet okulları vardı. Tunceli vilayetinin kurulduğu 1935’de il genelinde 1.412 öğrencinin okuduğu 18 ilkokul vardı. O yıllarda Tunceli’de Ortaokul olmadığı için öğrenciler Elazığ’daki okullara gidiyorlardı. 1936 yılı kayıtlarına göre Nazimiye, Mazgirt, Türüşmek, İncik, Dervişcemal, Şahsik, Türktanır ve Ovacık’ta ilkokullarda kız öğrencilerin sayısı ilgi çekiciydi. Örneğin Hozat merkezde beş sınıflı okulda 24 kız, 124 erkek öğrenci öğrenim görüyordu. İnciğa ve Dervişcemal Köylerinde birer öğretmen üç sınıfı okutuyordu. Sin, Tanır ve Amutka’daki okullarda ise Çemişgezek’ten görevlendirilen üç öğretmen görev yapıyordu. İnciğa İlkokulunda 10 kız, 62 erkek, Dervişcemal Köyünde ise 4 kız, 36 erkek öğrenci okumaktaydı.
∗∗∗
Özetle gerek geleneksel kültürüne uygun şekilde ve gerekse formel anlamda Dersim, gerçekte bir “eğitim coğrafyası” idi. Ne var ki devlet yöneticileri bütün bu resmi kayıt ve kurumlara rağmen koro halinde Dersimlilerin ‘eğitim kurumu’ istemediğini iddia edebiliyorlardı. Hatta Başbakan Celal Bayar, 6 Ocak 1938’de TBMM’de devletin Dersim’e giremediğini, Dersimlilerin devleti istemediğini, ama orada devleti ‘tesis edecekleri’ni söylemişti. Resmi politika kocaman bir yalan üzerinden kurulmuş ve Dersim kırımı bu konuşmadan birkaç ay sonra gelmişti. O kadar ki Dersim’i kırmak için görevlendirilen Korgeneral H. Abdullah Alpdoğan’ın Kastamonu’daki köyü Donalar’da da o yıllarda henüz okul yoktu.
