Mehmet Bidav
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Siyaset
  4. Barış Süreci: Öcalan’ın Mesajları ve Son Gelişmeler

Barış Süreci: Öcalan’ın Mesajları ve Son Gelişmeler

featured

Geçtiğimiz hafta DEM Heyeti İmralı Cezaevinde Abdullah Öcalan ile yaptıkları kapsamlı görüşmenin ardından barışa ilişkin umutlar yeniden yeşermeye başladı. Bu görüşmenin ardından heyet, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile bir araya geldi. Bu “tarihi buluşmalar”, barış süreci adına olumlu bir hava yarattı. Bahçeli’nin DEM Heyetini kapıda karşılaması ve görüşmenin samimi bir şekilde gerçekleşmesi dikkat çekti.

Bahçeli’nin DEM Heyetini kapıda karşılaması ve görüşmenin samimi bir şekilde gerçekleşmesi dikkat çekti.

Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin yılbaşı mesajlarında, Abdullah Öcalan’ın mesajlarına olumlu yaklaşımları, barış sürecinin yeniden başlaması için önemli bir işaret olarak değerlendirildi. Buna karşın, muhalefetin süreci hala dar bir çerçeveden, bir “seçim stratejisi” olarak algılaması, barış olasılığını kısır siyasi hesaplarla sınırlandırıyor. Oysa bu süreci yetersiz okumak hem ülkedeki toplumsal dinamikleri hem de bölgesel dengeleri göz ardı etmek anlamına geliyor.

Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki görüşmede dile getirdiği yedi mesajı, bugünün koşullarında yeniden değerlendirelim:

1.         Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluktur

Öcalan, Türk ve Kürt halkları arasında kardeşliğin yeniden tesis edilmesini, tarihsel bir sorumluluk olarak tanımlıyor. Bu mesaj, toplumsal barışın sağlanması için geçmişin yaralarını sarmaya yönelik bir çağrıyı ifade ediyor. Ortadoğu’daki savaşların ve bölgesel istikrarsızlığın tehlikeli bir seviyeye ulaştığı bugün, bu çağrının aciliyeti daha da öne çıkıyor. Bahçeli ve Erdoğan’ın şu anki olumlu yaklaşımları, bu kardeşliğin yeniden tesis edilmesi için yeni bir umut yaratıyor.

2.     Sürecin başarısı için tüm siyasi çevrelerin inisiyatif alması

Öcalan, çözüm sürecinin başarıya ulaşması için siyasi çevrelerin dar çıkar hesaplarından uzak durması gerektiğini ifade ediyor. Bu çağrı, DEM Heyeti’nin Bahçeli ve Kurtulmuş ile görüşmesinde şimdilik olumlu bir yankı bulmuş görünüyor. Ancak, sürecin sadece iktidar ve MHP’nin değil, muhalefetin de aktif desteğiyle yürütülmesi gerekliliği öne çıkıyor.

3.     Dışarıdan müdahalelerle kangrenleşen sorunun çözümü artık ertelenemez

Ortadoğu’da sürekli artan savaş ve gerginlik, özellikle Gazze ve Suriye’deki durum, Öcalan’ın mesajlarına yeni bir bağlam kazandırıyor. Barış sürecinin ertelenmesinin, bölgesel sorunları daha da derinleştirdiğini vurgulayan bu mesaj, acil harekete geçilmesini öneriyor. DEM Heyeti’nin şu anki çabaları, bu çözüm çağrısını destekleyen bir boyut kazandırabilir.

4.     Bahçeli ve Erdoğan’ın yeni paradigmasına katkı sağlaması,

Bahçeli’nin DEM Heyeti ile olan olumlu diyaloğu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yılbaşı mesajlarında Öcalan’ın mesajlarını olumlu karşılaması, yeni bir paradigmanın oluşumunu işaret ediyor. Öcalan’ın bu paradigmaya “pozitif anlamda” katkıda bulunma çağrısı, şu anki şartlarda sürecin daha çok taraflı bir şekilde ilerleyebileceğine ışık tutuyor.

5.     Muhalefetin katkı ve önerilerinin değerlendirilmesi

Muhalefetin şu an içinde bulunduğu dar vizyon, barış sürecini büyük bir tehlike altına sokabilir. Öcalan, muhalefetin de bu süreçte yapıcı bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguluyor. İktidar ve MHP’nin olumlu sinyaller verdiği bir dönemde, muhalefetin bu şansı kaçırmaması, toplumsal mutabakatı sağlamak için çok kritik bir öneme sahip…

6.     Pozitif adımlar ve çağrıların hazırlığı

Öcalan, gerek duyulursa yeni çağrılar yapabileceğini belirtiyor. Bu mesaj, barış sürecinde somut adımların atılması için bir çağrı niteliğinde. DEM Heyeti’nin temasları ve olumlu hava, bu adımları destekleyen bir ortam yaratabilir.

7.     Demokratik dönüşüm için bir fırsat

Öcalan’ın mesajları, sadece bir barış süreci değil, aynı zamanda Türkiye’nin demokratik dönüşümü için de bir çerçeve niteliğinde. Bu dönüşüm hem toplumsal hem de siyasal yapıyı köklü bir şekilde değiştirme potansiyeline sahip.

Sonuç

Ortada henüz bilinen somut bir şey yok; bu ortak dil ve yaklaşımın oluşması için tüm tarafların çaba göstermesi ve samimiyet sergilemesi şart. Süreç, oldukça zorlu bir seyir izleyebilir. Tepetaklak da olabilir, olumlu bir yönde ilerleyebilir de… Bu tamamen tarafların tutumuna ve samimiyetine bağlı.

CHP, sürecin dışında kalmış bir izlenim veriyor. Bazen ihmal edilmiş bir çocuğun davranışlarını andırıyor. Dili ise şüpheci ve sürekli bir bit yeniği arar nitelikte. Türkiye’deki siyasal iktidar kaygısıyla hareket ettiği anlaşılıyor. Ancak sorun, hem onu hem de bölgesel güçleri aşmış durumda. Bölgesel parametreler devrede ve Türkiye, doğru tutumu almazsa ciddi zorluklarla karşılaşabilir. Mevcut iktidar bu durumu doğru okumuş gibi görünüyor; ancak CHP, meseleye lokal kaygılarla yaklaşıyor ve AKP’nin eski argümanlarını tekrar ediyor.

Özetle, DEM Heyeti’nin son dönemdeki temasları ve Abdullah Öcalan’ın mesajları, Türkiye’de barış ve demokrasi sürecinin yeniden canlandırılması için tarihi bir fırsat sunuyor. Ancak bu sürecin başarıya ulaşması, tüm tarafların sorumluluk almasına, dar çıkar hesaplarını bir kenara bırakmasına ve ortak bir geleceğe odaklanmasına bağlı. Abdullah Öcalan’ın çağrıları, sadece Türkiye’nin değil, tüm bölgenin barış ve demokrasi geleceği için umut taşıyor.

Barış Süreci: Öcalan’ın Mesajları ve Son Gelişmeler
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir