Ferit DEMİR/DERSİM
JİTEM elemanı Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım tarafından Dersim’in Mazgirt ilçesi Akpazar beldesinde iş çıkışı sonrası evine giderken Yeşil tarafından kaçırılın ve işkence edilerek öldürülüp Elazığ’da Asri Mezarlığa bırakılan Ayten Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk Bursaspor taraftarlarının Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’ın posterlerini tribünde açmalarını eşiyle birlikte TV’de izlerken büyük acı çektiklerini ve ağladıklarını dile getirerek, “Bu konuda suç duyurusunda bulunduk, umarım bu seyirciler hakkında gerekli işlemler yapılır.” dedi.
Hıdır Öztürk avukatı Cihan Söylemez ile birlikte MunzurPress’e yaptığı özel açıklamada yaşanan olayı asla kabul edemediklerini belirterek şunları söyledi: “Ben 88 yaşında bir babayım. 1992 yılında derin devletin adamı Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’ın kaçırarak, işkence edip gözlerini oyarak, cesedi parçalanmış olarak öldürdüğü Ayten Öztürk’ün dertli babasıyım. Tam 31 yıl yıldır durmadan bıkmadan kızım için hukuk arayışı içindeyim. Çeyrek asırdan fazladır hukuk arayışı içindeyim. 31 yıldır adalet arayışı için hangi kapıyı çaldımsa kapılar hep yüzüme kapandı. Kızımı kaçırıp öldürenler belliyken bunca yel defalarca yaptığımız suç duyurusuna rağmen savcılar dava açmaya bile gerek görmedi. 2011 yılında yılladır verdiğim mücadele ve hukuk arayışı sonrası TBMM’ye çağırarak beni dinlediler sesimi Türkiye’ye duyurdu sonra savcılar beni ancak o zaman çağırdılar, soruşturma başlattılar ancak hiçbir sonuç çıkmadı. Bursa’daki maçta kızımın katili derin devletin adamı Yeşil’in posterini akşam TV’de görünce eşim bile birlikte sabahlara kadar ağladık”

Baba Hıdır Öztürk açıklamasında CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunarak Sinan Ateş cinayetinde gösterdiği tutumu kendi kızı için de göstermesini talep ederek şöyle konuştu: “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sinan Ateş cinayeti konusunda gösterdiği doğru tavrı takdir ettik. Benim kızımın cinayetinin aydınlatılması konusunda Sayın Kılıçdaroğlu’ndan yardım talep ediyorum, kendisi ile görüşmek, gerçekleri anlatmak istiyorum beni kabul etmesini rica ediyorum.”
Hıdır Öztürk, Bursa türbinlerinin Yeşil’in posterini açmasının Türkiye için bir utanç olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Yeşil’in posterinin Bursaspor taraftarları tarafından açılması slogan atılması Türkiye için bir utançtır. Buradan çağrı yapıyorum, faili meçhul cinayetler karşısında duran bu konuda duyarlı olan herkes Bursaspor taraftarları hakkında suç duyurusunda bulunsunlar.”
Öztürk ailesinin avukatı Cihan Söylemez de MunzurPress’e yaptığı özel açıklamada Bursaspor taraftarlarının Yeşil’in posterini açmaları, beyaz toros resimlerinin gösterilmesinin Türkiye’nin ’90’ lı yıllardaki karanlık günlere götürme çalışması olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım ile beyaz toros posterlerinin Bursaspor türbinlerinde açılmasının Türkiye’nin tekrardan ’90’lı yılların atmosferine götürülmek istendiğini bizlere gösteriyor. Yani bunu hem toplumsal hem de hukuksal açıdan dile getirebiliriz. Haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla gözaltına alınalar serbest bırakılmış. Ayten Öztürk 27 Temmuz 1992 tarihinde çalıştığı iş yerinde çıktıktan sonra evine giderken Yeşil tarafından kaçırıldı, 8 Ağustos 1992 günü de cansız bedeni bulundu. Aradan tam 31 yıl geçti devletin bütün kurumları katilin Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım olduğunu bilmesine rağmen, tanık ifadelerinin savcılığa yansımasına rağmen Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım bulunamadı. Yeşil’in arkasında büyük bir koruyucu gücün olduğunu belirtmemiz gerekiyor.”
Bursaspor seyircisi anayasal suç işlemiştir
Avukat Cihan Söylemez Bursaspor seyircisinin Mahmut Yıldırım’ın posterini açıp onun lehine slogan atmasının hem anayasal suç olduğunu hem de halkların kardeşliğine bir saldırı olduğunu belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü: “5 Mart günü Bursa’da bir maç sırasında bu durumun tribünlere yansımasının basit bir olay olmadığı gerçeği ortada duruyor. Bu maç sırasında Mahmut Yıldırım’ın posterinin açılması suretiyle hem Türkiye’de hakların kardeşliğine bir saldırı yapıldığını düşünüyoruz hem de faili meçhul cinayetlere bir meşruluk kazandırılıyor. Anayasadaki hukuk devleti ilkesi ortadan kaldırılıp faşizan bir devlete doğru devletin yönlendirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Ayten Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk ile birlikte Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek suç duyurusunda bulunduk. Savcılıktan birinci talebimiz Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’ın bulunması, yine Bursa’daki maç sırasında Mahmut Yıldırım’ın posterini açarak onun lehine slogan atanlarının kimliklerinin tespit edilmesi. Bu seyirciler kombine bilet almış kimlik bilgilerİ ve kamera kayıtları da var. Yasalara göre bu sloganları atanlar ve Yeşil’in posterini açanlar suçu ve suçluyu övmektedir, Yeşil suçlu ve hakkında tutuklama kararı bulunan bir katil dolayısıyla bu kişiyi övenler suçludur. Dolayısıyla bir suçlunun posterinin tribünlerde asılması ve onun lehine slogan atılması suçtur. Mahmut Yıldırım pankartının açılması ile birlikte Türkiye’de bir etnik grubu diğer etnik gruba karşı kışkırtan sloganlar atılmıştır, bu da halkı kin ve tahrike yönlendirmek suçu kapsamına girer. Zaten somut bir tehlike olarak bu sloganlar sonrası orada bir saldırı gerçekleşmiş ve Amedsporlu futbolcular dövülmüş ve yaralanmıştır. Yaptığımız bu suç duyurusu ile Cumhuriyet savcılarının harekete geçmesini istiyoruz. Mahmut Yıldırım pankartı açanları ve onun lehine slogan atanlar gözaltına alınarak tutuklanmasını kamu adına resen talep ediyoruz”
“Hrant Dink cinayeti sonrası da benzer bir durum yaşanmıştı”
Avukat Söylemez Hrant Dink cinayeti sonrası yakalanan katilin emniyet içinde korunup kollandığını ve başındaki beyaz bere nedeniyle bir maç sırasında bir grup seyircinin maça beyaz bere ile gittiğini belirterek açıklamasını şöyle tamamladı: “Şunu da belirtmek isterim. Hırant Dink suikastı sonrası yakalanan katil emniyet içindeki belli güçler tarafından korundu. Katil yakalanırken başında beyaz bir bere vardı. O dönem bu cinayet sonrası Hırant Dink’in başında beyaz bere gören bir grup taraftar bir maçta başlarına beyaz bere takarak maça gitmişti. Bu durum aynı zamanda bana onu da hatırlattı. Bu süreç Türkiye için hayırlı bir süreç değildir. Bugün iktidarda olan hükümet ilk iktidara geldiği yıl Mahmut Yıldırım ve bunun gibi karanlık güçler ile savaşacağını ilan etmişti. Ama gelinen noktada görüyoruz ki stadyumda Yeşil’in posterini açın, onun lehine slogan atanlar serbest bırakılmış bu hukuk devleti açısından utanç verici bir durumdur. Demek ki devlet içindeki belli güç odakları Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’ı ve onun işlediği suçları hala koruyor, bu da hiçbir şekilde kabul edilemez bir gerçektir”