Delil Karakoçan
  • 4515 Puan
  • 101 Yazı
  • 0 Yorum

Delil Karakoçan - Tüm Yazıları

Siyasetin kavramsal içeriği ve güncel boyut…

2. bölüm Modernite, “siyaset nedir?” sorusuna şu yanıtı verir: “Siyaset (politika), bir toplumun veya organizasyonun amaçlarına ulaşması için gerekli adımları, stratejileri belirlemek ve bunları hayata geçirmektir.”  Bu tanımlama siyasete, kültür, bilim gibi nitelikler yüklese de modernist tanımı aklamaz! Çünkü problemlidir....

Devamını Oku

“Siyaset”in kökeni, kavramsal içeriği ve güncel niteliği…

Tıkanma, “taraf”ın ya da “taraflar”ın çözümsüz yaklaşımında değil; yürüttükleri “siyaset”in kavramsal yapısındadır. Daha doğrusu, “siyaset”e yükledikleri “anlam”dadır. I. Bölüm: Şöyle düşünürüm: Çözümsüzlük; her durumda siyasal güç ya da tarafların, aldığı tutumdan kaynaklı değildir. Daha çok, tutum sahiplerinin kavramsal olarak “siyaset”e...

Devamını Oku

Post-modernizm ve “devrimci”liğin kavramsal evrimi-2

“Devrim”, iktidar olmak ya da iktidarı değiştirmek değil, iktidar davranışı göstermeyen birey ve toplumlar yaratmaktır. Bu da “devrimci kimdir?” sorusunu yanıtlar. Devrimci, iktidar arzulamayan ve iktidar davranışı sergilemeyen kişidir. 2. Bölüm: Kavramsal olarak “devrim,” “devrimci,” “devrimcilik...” (*)    “Devrim, devrimci, devrimcilik”...

Devamını Oku

Post-modernizm ve “devrimci”liğin kavramsal evrimi…

1. Bölüm: Post-modern yapıların özellikleri Doğrudur: Kültürel, düşünsel ve maddi nitelikler açısından bir dönemin sona erdiğini; kendi içinden ötesine geçildiğini kabul etmek gerekir.  Durağanlık doğaya aykırıdır. Her nesne, durum ya da olay devinir, başkalaşır.  Özellikle 2. paylaşım savaşından sonra ortaya...

Devamını Oku

‘Yabancı’ söylemler: Futbol A.Ş’ler ve Fair Play’ın yalnızlığı…

Türk futbolu kriz yaşıyor. Güvenilirliğini, kurumsal ve sportif disiplinini çoktan yitirdi. Fair play hak getire! Açıklamalar, kavgalar, dalaşlar, suçlamalar, karşı suçlamalar da bunu gösteriyor. Adaletsizlikten, çifte standarttan, “tarafçı” tutumlardan şikayetçi olmayan tek futbol kulübü, tek başkan, tek teknik direktör hatta...

Devamını Oku

Tekçilik: Çakılı toplum ve sistemlerin yalnızlığı…

Tekçilik (monoizm), evrenin temelinde tek bir varlığın bulunduğunu savunur. Tekliği her şeyin merkezine koyar. Dışındaki varlıkları ya da güçleri kabul etmez. Maddecilik, idealizm, heptanrıcılık gibi düşünce biçimleri tekçidir. Günümüz dünyasında düşünsel, sosyal ve politik olarak etkindir. Toplumların “çoğulcu” arayışları belli...

Devamını Oku

Düş: Kaf Dağı’ın ardındaki Aden’e yolculuk…

Yazımı, umudu kırılıp düş kurmaktan vazgeçenama yine de bir arayış içinde olan eski/yeni düşbazlara atfediyorum. _______________________________________ “O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler” diye yazar Yaşar Kemal. Bu dramatik cümle sadece bir edebi betimleme mi gerçekten? Yoksa yokluğa...

Devamını Oku

Yağmacı içgüdünün konağı: İlginç benzeşmeler! (*)

Okuyucuya Not: Çözüm değil, “çözüm tartışmalarının” gündeme geldiği ve “yeni” özelliği kazanacak gibi görünen bu süreçte: Guguksu tiplerin saklandıkları yerlerden çıkarak, yerden mantar gibi biterek bugüne kadar sakındıkları konaklara koşacaklar. Eminim. Bu makalemi tüm otlakçı, tufeyli, abacı Guguksu tiplere atfediyorum....

Devamını Oku

“Kız çocukları günü” ne atfen, “sitemkar” bir yazı…

Süreçler nasıl ve ne zaman değişir, biliyor musunuz? Elbette “Kutlama” yerine, “mücadele” tercih edildiğinde! “Kız çocukları günü...” “Kadınlar günü...” “Anneler günü...” “Doğum günü...”  “Sevgililer günü...” Daha böyle sayısız gün var. Kutlanıyor. Tebrikler, mesajlar, hediyeler, maytaplar, konfetiler pastalar, çörekler, balonlar, sarılmalar,...

Devamını Oku

Kayıp hazineler: Ortak iyilik…

“Hazine” denince, akla ilk gelen tarihi eserler, birikimler olur.  Altın, gümüş pırlanta gibi değerli madenler... Bunlar öylesine kıymetlidir ki, bir de “avcıları” vardır. Hazine avcıları, korsanlar filan... Bundan olacak ki, “hazine” denince kimsenin aklına kolektif dayanışma, iyilik, güzellik, yaratım, paylaşım...

Devamını Oku