1. Haberler
  2. Kültür Sanat
  3. Ferhat Tunç: Nadire’ye Yedinci Yıl Mektubum

Ferhat Tunç: Nadire’ye Yedinci Yıl Mektubum

Canım kardeşim Nadire, 8 Mart Kadınlar Gününü Kutluyor, sevgiyle ve hasretle kucaklıyorum seni.

Ferhat Tunç: Nadire’ye Yedinci Yıl Mektubum

Bugün aramızdan ayrılışının tam tamına yedinci yıl dönümü. Tam yedi yıldır, kar, boran, yağmur, güneş demeden senin büyüyen hasretinle geçiyor günlerimiz. Bıraktığın güzel anılarınla avunurken, gözlerimiz o güzel gözlerini arıyor ve ailecek seni çok özlediğimizi tekrarlıyor kalbimiz.

Nadirem, seni Dersim’de o kutsal topraklara sararken, yalnız bırakmayacağımın da sözünü vermiştim. Üzgünüm, olmadı. Sana verdiğim o sözü tutmama izin vermediler, bağışla beni bacım. Tam altı yıldır senden uzakta çıldırasıya özleminle geçiyor günlerimiz.

Her yeni yılı, sana kavuşmak, sana yakın olmak dileğiyle, umuduyla karşıladım. Yıllar yılı kovaladı ve bu beklemek beni yorsa da, umudumu hep diri tuttum. Bu özlem yıllarında hayatımız, torunlarımızın gelişiyle farklı bir anlam kazandı. Senin de iki torunun var şimdi ve onların varlığıyla yaşamımız daha bir renkli şimdilerde.

Sevgili Nadire, biliyorum ki bir mücadele insanı olarak nelerin değiştiğini merak ediyorsundur. Çünkü sen hayatının son yıllarını, daha özgür ve insanca bir yaşam için mücadeleyle geçirdin. Kadın özgürlüğü başta olmak üzere, ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin savunulmasında önemli çalışmalar yaptın. Bunun içindir ki geride bıraktığın kadın yoldaşlarının kalbinde tazedir yerin. Kadın yoldaşlarının güler yüzlü ‘Nado’su olarak hatırlanıyor ve anılıyorsun.

Senden sonra senin de yakinen tanıdığın bir çok dostumuzun, arkadaş yoldaşımızın vakitsiz gidişleriyle sarsıldık. Son olarak, “Ben bu adamın sesine bayılıyorum” dediğin Edip abimizi uğurladık. Birlikte Avrupanın bir çok ülkesinde konserler vermiştik. O uzun yolculuklar sırasında ne çok güzel anılarımız oldu. Bu konserler vesilesiyle sadece güçlü bir sanatçıyı değil, dünyalar iyisi güzel bir insanı tanımıştım. Beklenmedik bir vedayla o da alıp başını giderken, geride unutulmayacak şarkılar ve güzel anılarla birlikte sonsuz bir hüzün bıraktı.

Sevgili Ahmet Kaya’nın hayatını kaybettiği o günü hatırladım şimdi. Beni ilk arayıp ölüm haberinin doğru olup, olmadığını soran Edip abiydi. “Abi doğrudur, hazırlandım Parise uçmak üzere havaalanına gidiyorum” diyerek yanıtlamıştım. Çok duygulanmış, “Ferhatım durumumu biliyorsun, ben de gelmek isterdim. Gülten Kaya’ya başsağlığı dileklerimi ilet lütfen.” demişti. Pariste Ahmet’i toprağa verdiğimiz o gün Türkiye’den sanatçı olarak cenaze töreninde hiç kimse yoktu. Onlarca çelenk arasında yalnızca Edip Akbayram’ın çelengi dikkat çekmişti.

Sevgili Nadire senden uzakta yeni bir baharla birlikte sürgünde altıncı yılımı karşılıyorum. Baharın gelişiyle birlikte ülkemizde silahların susması ve kalıcı bir barışın sağlanması için yeniden görüşmelerin yapıldığı günlerdeyiz. ‘Barış ve Demokratik toplum’ çağrısıyla bir yumuşama sürecine girilmiş görünüyor. Ülke olarak buna fazlasıyla ihtiyacımız vardı. Her şey iyi gider ve süreç olumlu bir sonuca evrilirse, yeniden ülkemize, evimize ve en önemlisi de Dersime dönmek mümkün olacak.

Bu kabus dolu günlerimizin son bulmasıyla sizleri ziyaret etmek ve sohbet etmek için derin bir özlem ve heyecan duyuyorum. En önemlisi de cezaevlerinde binlerce insanımız haksızca, hukuksuzca tutuklu bulunuyor. Sevgili Pınar Aydınlar’ı sen çok seviyordun. Pınar’da bir gece yarısı evi basılıp çocuklarının gözleri önünde alnına silah dayatılarak alındı. Günlerce gözaltında tutulduktan sonra cezaevine gönderdiler. Sevgili Pınar’ın tek suçu muhalif bir sanatçı olması ve haksızlıklar karşısında sesinin her daim gür çıkmasıdır. Evladı Toprak’la konuştum, Annesini çok özlediğini ve ilk duruşmada özgür kalacağına inandığını söyledi bana.

Canım Nadirem, bir hafta sonra yani 14 Martta 61. yaşımı karşılıyor olacağım. Sen hiç bir doğum günümü unutmazdın ve beni bizzat arayarak kutlardın. Şimdi her doğum günümde çalan telefonum, senin sesini duymayı hatırlatır bana.

Seni sevgiyle kucaklıyor ruhundan, gözlerinden öpüyorum.
Kendine ve babamıza iyi bak lütfen.

Seni her daim unutmayan abin.

Ferhat Tunç: Nadire’ye Yedinci Yıl Mektubum
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir