Çetin Arkaş, 2015 yılında İmralı Cezaevi’nde kaldığını ve 9 ay 10 günün ardından sürgün edildiğini belirterek, gönderdiği video mesajında çatışmalı sürece ve barış ihtiyacına dair değerlendirmelerde bulundu. Arkaş, 2015 sonrası dönemi “40 yıllık çatışmalı sürecin en yoğunlaştırılmış hali” olarak tanımlarken, yaşananların hiçbir soruna çözüm üretmediğini vurguladı. Mesajında, barışın ertelenmesinin hem Türkiye hem de bölge halkları açısından ciddi riskler barındırdığına dikkat çeken Arkaş, iç sorunların dış dinamiklere bırakılmadan, halkların kendi iradesiyle çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Arkaş konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“2015’ten sonra, 40 yıllık çatışmalı sürecin en yoğunlaştırılmış halini yaşadık. Bunlar hiçbir şeye çare olmadı, olmayacak da… Bu nedenle artık barış zamanı.”
“Barışı gerçekleştiremezsek, etrafta pusuda bekleyen çok sayıda dış dinamiğin olduğunu biliyoruz. Ve bunlar ne Türk’ü ne Kürt’ü ne de bölge halklarını içtenlikle seven yapılar.”
“Bu nedenle kendi iç sorunlarımızı kendi içimizde çözmek zorundayız.”
Toplumsal dilin önemine de vurgu yapan Arkaş, rekabetin nefret ve öfke üzerinden değil, özgürlük ve demokrasiye katkı sunacak fikirler üzerinden yürütülmesi gerektiğini söyledi:
“Birbirimizle yarışacaksak; nefreti, öfkeyi, ölümü yarıştırmayalım. İncitici ve kırıcı sözleri yarıştırmayalım. Yarıştıracağımız sözler sevgi dolu olsun; bizi özgürlüğe, demokrasiye götürsün.”
4 Ocak’ta yapılacak mitingin bu açıdan önemli bir eşik olduğunu belirten Arkaş, sürecin merkezinde Abdullah Öcalan’ın yer aldığını ifade etti:
“4 Ocak mitingi bu nedenle önemlidir. Önder Apo baş müzakerecidir. Önder Apo’nun özgürlüğünü bir kenara bırakmamızı isteyen anlayışlar bizi hiçbir yere götürmez.”
“Önder Apo’nun özgürlüğü sadece Kürtlere değil, tüm Ortadoğu halklarına iyi gelecektir.”
Mesajının sonunda Arkaş, tüm halkları, özellikle gençleri ve kadınları 4 Ocak’ta İstasyon Meydanı’nda yapılacak mitinge davet ederek sözlerini şu ifadeyle tamamladı:
“Bölgemizin tüm halkları ve inançları büyük bir umutla bu özgürlüğü bekliyor. Hepinizi çok seviyoruz.”
