Ali Rıza Kük
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Felsefe
  4. Erdal Erzincan, Odadaki Fil ve Alevilik Üzerine Kavga

Erdal Erzincan, Odadaki Fil ve Alevilik Üzerine Kavga

featured
Erdal Erzincan, Odadaki Fil ve Alevilik Üzerine Kavga

Erdal Erzincan’a, odadaki fili gösterdiği için herkes teşekkür etmeli. Sosyal medya platformlarında, özellikle X’te, günlerdir süren ve yer yer hakaret boyutuna varan bu tartışmalar, Alevilik üzerine uzun süredir yüzleşilmesi gereken bir durumun varlığını ortaya koyuyor.

Bilimsel boşluk tartışmaları körüklüyor

Bu tartışmalar, Alevilik üzerine akademideki büyük boşluğu bir kez daha gözler önüne serdi. Yeterli bilimsel çalışma olmayınca, herkes fikir beyan ediyor; “Kaynağın ne?” diye sorulduğunda ise “Çok köy gezdim,” yanıtı geliyor. Erdal Erzincan’ın, ibadet dilinin Türkçe olduğu ve Türk Alevi ya da Kürt Alevi gibi tabirlerin bulunmadığına dair açıklaması tartışmayı alevlendirdi.

Bu genelleme, Cem ritüellerine dayansa da, Alevilikteki ibadet çeşitliliği dikkate alındığında eksik kalıyor. Cemler, Alevilikteki ritüellerin yalnızca bir kısmını oluşturuyor; günlük dualar, ziyaretlerde edilen dualar vb diğer ibadetler farklı dillerde ve pratiklerde kendini gösteriyor. Kaynak olarak “gelenek bize bunu böyle aktarıyor,” dedi.

Anadolu Bektaşiliği

Erdal Erzincan’ın bu tespitine karşı çıkarak tartışmaya katılanlar ise ulusal kimlik hassasiyetleriyle ana dilde ibadet vurgusu yaptı, ancak argümanlar genellikle kişisel gözlemler ya da geleneksel aktarımlara dayanıyordu; akademik temelli katkılar ise sınırlı kaldı. Saha deneyimi değerli olsa da, köy gezileri ya da bireysel anlatılar akademik derinlik sağlamıyor. Böyle olunca da sabah erken kalkan ahkam kesip, tespit yapıyor. Kaynak sorunca da “çok köy gezdim” diyor. Uzun yıllar sahada hekimlik yaptıktan sonra uzmanlık eğitimi için akademiye döndüğümde şunu net gördüm: Bu iş ne sadece köy gezmekle olur ne de hiç gezmemekle.

(Bu kavgaların siyasi rekabet kaynaklı arka planını başka bir yazıya bırakıp o kaotik alana girmiyorum.)

7 Ulu Ozan tartışması ve yanlış genellemeler

Alevilik üzerine akademik çalışmaların yetersizliği, tartışmalarda manipülasyona açık bir zemin yaratıyor. Örneğin, “7 Ulu Ozan” gibi kavramlar bile zamanla sorgulanmış ve sınırlandırıcı bulunmuştur.

Kimliklerin inkârı bilime aykırıdır

Alevilik, tarihsel bağlamda etno-dinsel bir kimlik olarak ulus kimliğinden bağımsız şekillenmiş olsa da, günümüzde ulusal kimlikler bireylerin aidiyetlerini ifade etme biçiminde bir gerçeklik taşıyor. Türk Alevi, Kürt Alevi, Kırmanc Alevi ya da Arap Alevi gibi tanımlamalar, tıpkı kadın Alevi, erkek Alevi ya da LGBTİ+ Alevi gibi, kimliklerin kesişimini yansıtıyor. İnanç kimliği ile etnik kimliklerini ayrıştırmak, bireylerin kendilerini ifade etme biçimlerini yok saymak anlamına geliyor. Alevilerin kimliklerini yalnızca inanç ve kültür üzerinden ya da ulusal kimliklerle birlikte tanımlama hakkı bulunuyor. Bu çoğulculuk, tartışmaların başlangıç noktası olarak kabul edildiğinde daha yapıcı bir zemin oluşabilir.

Ulus kimliği gerçeği

Türkçü, Kürtçü gibi küçümseyici ifadeleri bir kenara bırakıp, 100-200 yıl öncesinde ulus kimliğinin ön planda olmadığını, ama günümüzde bu kimliğin bir gerçek olduğunu kabul etmek gerek.

Öte yandan Aleviler, aidiyetlerini tarihte olduğu gibi inanç ve kültür (etno-dinsel) kimliğiyle ifade etmek istiyorsa, bu en doğal hakları. Hem inanç/kültürel hem de ulus kimliğiyle ifade etmek isteyenlerin hakkı da aynı şekilde. Türklerin ve Kürtlerin de öncelikle Alevilerin bu gerçeğini kabul edip tartışmaya öyle başlaması gerekiyor.

Erdal Erzincan, Odadaki Fil ve Alevilik Üzerine Kavga
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir