Anmaya Dersim Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin yanı sıra HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü de katıldı.
Orhan Kurul&Serhat Ozan Yıldırım/Dersim
10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren, Mesut Mak ve Adil Gür, Dersim’de mezarları başında anıldı. Anmaya Dersim Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin yanı sıra HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü de katıldı. Anmada konuşan Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Ergin Tekin, katliamın sorumlularının açığa çıkarılmadığını söyleyerek, “Tüm karanlıklar açığa çıkarılıncaya kadar adalet mücadelemiz devam edecek” dedi.
‘YAKIN TARİHİMİZİN EN BÜYÜK KATLİAMLARINDAN BİRİ’
Mesut Mak’ın mezarı başında konuşan EMEP İl Başkanı Tekin Ankara’ya mitinge gidenlerin taleplerinin barış ve demokrasi olduğunu söyleyerek, “Ama IŞİD barbarlığı tarafından, 103 insanımız katledildi. Yakın tarihimizin en büyük katliamlarından biridir bu katliam” dedi. Katliamın yaşandığı dönemi “Sınır ötesinde savaşlar başlamış, emperyalist müdahaleler devam ediyordu. Aynı zamanda AKP iktidarı, ülkeyi bir savaş cenderesine sokuyor, savaş macerasını büyütüyordu. Bunun yanında Kürt sorunun demokratik çözümüne karşı baskı devam ediyordu” cümleleriyle ifade eden Tekin, Ankara’da toplananların, bütün bu yaşananlara karşı demokrasi, eşitlik ve özgür gelecek talebi için yan yana geldiklerini söyledi.
‘İKTİDAR, BARIŞ ÇIĞLIĞINI BOĞMAK İSTİYORDU’
7 Haziran seçimleri öncesinden başlayan baskıların, katliamların, giderek arttığını söyleyen Tekin, “Adana’da, Antep’te, Diyarbakır’da yaşanan patlamalar siyasi olarak nasıl bir sürece girdiğimizin göstergesiydi. 5 Haziran mitingindeki bombacı bir gün önce yakalanmış ve bırakılmıştı. Bu katliamlarla birlikte 10 Ekim katliamına gelindi. İktidar, yükselen barış, demokrasi ve eşitlik çığlığını boğmak istiyordu. Ankara’da da bunu yapmaya çalıştılar” dedi.
‘ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALINMADI’
Katliama dair ortaya çıkan istihbarat raporlarında yetkiliklerin önleyici tedbirler almadığının yer aldığını söyleyen Tekin, “Katiller, çok rahat bir şekilde Ankara’ya gelerek yoldaşlarımızın, arkadaşlarımızın canlarına kıydılar. Katliamın üzerinden 7 yıl geçmiş olmasına rağmen bu karanlık sayfa halen kapatılabilmiş değil. Sorumlular yargılanmadı. Bu da, siyasetin bu katliamın içerisine ne kadar karıştığını göstermektedir” diye konuştu.
‘BARIŞ SESİNİ YÜKSELTMEK GEREKİYOR’
Kargaşa, kaos, korku ve suskunluk yaratanlara karşı demokrasi, barış, özgürlük seslerini yükseltmek gerektiğini söyleyen Tekin şöyle devam etti: “Son nefeslerinde, özgürlük ve eşitlik bayraklarını ellerinde taşıyorlardı düşürmemek için uğraştılar… Onların bayrağını, demokrasi mücadelesi verenler sürdürmeye devam ediyor. Tüm karanlıklar açığa çıkarılıncaya kadar adalet mücadelemiz devam edecek”
‘HALKLARIN EŞİT VE ÖZGÜR MÜCADELESİNİN PARÇASIYDI’
Adil Gür’ün mezarı başında konuşan Hıdır Demir, Adil Gür ile yaşadığı anılardan bahsederek “Adil, buralar için çok meşhur olan öğretmen okulu işkencehanelerinde insanlık dışı işkenceye tabi tutuldu” dedi. Gür’ün 5 Haziran’da Diyarbakır’da düzenlenen mitinge de katıldığını söyleyen Demir “Orada da patlamaya çok yakın bir yerde bulunuyormuş. Sonrasında da 10 Ekim mitingine beraber gittik. Başta Kürtler olmak üzere halkların eşit ve özgür bir biçimde yaşayacağı bir mücadelenin parçasıydı, geri düşmedi” diye konuştu.
MEYDANDA AÇIKLAMA
Mezarların başındaki anmanın ardından Emek ve Demokrasi Platformu hayatını kaybedenleri andı ve basın açıklaması gerçekleştirdi.
Seyit Rıza Meydanı’nda bir çok vatandaşın da destek verdiği açıklamada ‘unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız’ pankartı açıldı.
Yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulundu ve Adnan Yücel’in ‘Yeryüzü Aşkın yüzü oluncaya dek’ şiiri okundu.
Platform adına açıklamayı okuyan Özcan Gürtaş, katliamın milyonların ruhunda açtığı yaranın kabuk bağlamadığını belirterek,
“10 Ekim anmalarına katılan yurttaşlara yönelik fişleme, sorgulama ve soruşturma faaliyetleri yürütülebilmektedir. Dünyada bu katliamın benzerleri olduğunda kamusal bir politika ile toplumun acısı onarılmaya çalışılmaktadır. Bu ve benzeri günlerde onarıcı bir yaklaşımla resmi anma günleri ilan edilmektedir. Yaşamını yitirenlerin hatıralarının yaşatılması ve ailelerinin rehabilitasyonu için gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak Türkiye’de 10 Ekim Katliamı da dahil yaşanan bu durumlara ilişkin toplumsal bir yaklaşım ve politika söz konusu değildir. Bizler bu hafızanın barış politikasından yana yeniden kurulması için mücadele edeceğiz. Hiçbir canımızın hatırasına halel gelmesine, 10 Ekim Katliamının unutulmasına müsaade etmeyeceğiz. Birçok yerde 10 Ekim Şehitlerinin adının yaşatıldığı mekanların arttığını görüyoruz. Bunların çoğalması, katliamı gerçekleştirmek isteyenlerin karanlığına en güzel yanıt olmaktadır. Evet bizler IŞİD karanlığına, siyasi ikbalini oraya bağlayanlara teslim olmadık, olmayacağız. Öte yandan insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak 10 Ekim Ankara katliamı davası devam ediyor. Bu dava gerçek sorumlular yargılanana kadar devam edecektir. Yitirdiğimiz arkadaşlarımızın bizlere bıraktığı en değerli emanet olan emek, barış, demokrasi mücadelesini de hep beraber, kol kola omuz omuza büyütmeye kararlıyız. Er ya da geç, sorumlular cezalandırılacak; emek kazanacak, demokrasi kazanacak, barış kazanacak!
Açıklamanın ardından, Seyit Rıza heykelinin altına karanfiller bırakıldı.