1. Haberler
  2. GÜNCEL/İZ
  3. Hukuk, Barışın Teminatı Değilse, Adalet Sadece Bir Kelimedir

Hukuk, Barışın Teminatı Değilse, Adalet Sadece Bir Kelimedir

featured
Hukuk, Barışın Teminatı Değilse, Adalet Sadece Bir Kelimedir

Selahattin Demirtaş’ın 4 Kasım 2016’dan bu yana Edirne F Tipi Cezaevi’nde süren tutukluluğu, Türkiye’nin hukuk devleti iddiasını test ediyor. Eski HDP Eş Genel Başkanı’na, 6-8 Ekim 2014 Kobani protestoları nedeniyle 16 Mayıs 2024’te Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 42 yıl hapis cezası verildi. Dava şu an istinaf aşamasında. Ancak bu yargılama, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları karşısında açık biçimde hukuka aykırı. Hukuk devleti olmanın asgari şartı, bu hukuksuzluğu derhal sonlandırmaktır.

AİHM Kararları Ve Hukukun Çiğnenmesi

AİHM, Demirtaş davasında birçok ihlal tespit etti. 2018 kararında özgürlük ve güvenlik hakkı (Madde 5) ile ifade özgürlüğü (Madde 10) ihlali belirlendi. 2020 Büyük Daire kararı, tutukluluğun siyasi nedenlerle sürdürüldüğünü ortaya koydu.
8 Temmuz 2025 tarihli Selahattin Demirtaş/Türkiye (No. 4) kararı, 2019’daki yeniden tutuklamanın hukuki temelden yoksun olduğunu belirtti. Mahkeme, savunma hakkı (Madde 6) ve yargı bağımsızlığının ihlal edildiğini vurguladı. Tutukluluğun demokratik tartışmaları engellediğini ve siyasi amaç taşıdığını açıkladı. AİHM, derhal tahliye çağrısı yaptı.
Türkiye’nin 7 Ekim 2025’te karara itiraz ederek dosyayı Büyük Daire’ye taşıması, yalnızca süreci uzatıyor.

Hukuk Devleti Sınavda

Hukuk devleti, en zor zamanlarda bile adaletin tarafsızlığını korumakla yükümlüdür. Savaş ortamı bile keyfi tutuklamaları meşrulaştıramaz. Demirtaş davası, masumiyet karinesi, adil yargılanma ve orantılılık ilkeleriyle çelişiyor.
Dokunulmazlıkların kaldırılması süreci tartışmalıydı; deliller keyfi biçimde yorumlandı. Bu durum, yargı bağımsızlığına ağır bir gölge düşürdü. Yaşananlar, bireysel bir hak ihlali olmanın ötesinde, demokratik düzenin temellerini sarsıyor.

Adalet Siyasetin Aracı Olamaz

Demirtaş’ın tutukluluğunu barış süreciyle ilişkilendirmek, hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Eğer bu süreç siyasi bir rehine pazarlığına dönüşürse, adalet de barış umudu da yara alır.
Hukuk, siyasi müzakerenin aracı değildir. Aksi durumda, yargıya duyulan güven zedelenir ve toplumsal uzlaşı yara alır.
Türkiye’nin AİHM kararlarına uyma yükümlülüğü (Anayasa Madde 90) açıktır. Hukukun üstünlüğü, siyasi hesapların üzerinde tutulmalıdır.
Aksi halde, Avrupa Konseyi yaptırımlarından öte, hukuk devletinin itibarı ve barış inancı derin bir darbe alacaktır.

Demirtaş davası, Türkiye’nin adalet ve demokrasiye olan bağlılığını sınamaya devam ediyor.

Av. Rojhat Levent ÖZGÖKÇE

Hukuk, Barışın Teminatı Değilse, Adalet Sadece Bir Kelimedir
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir