Türkiye’deki 6 Şubat depremi mağduru binlerce öğretmen, yaşadıkları zorlu koşulları ve hak mücadelesini Twitter üzerinden #DepremzedeÖğretmeneŞartsızAtama etiketiyle duyuruyor. Bu öğretmenlerin karşılaştıkları zorlukları ve taleplerini detaylı bir şekilde ele aldık.
6 Şubat’ta hepimizi derinden sarsan deprem felaketinden sonra normalleşme süreci devam ederken bazıları için durum böyle değil. 11 ilde özel sektörde çalışan binlerce depremzede öğretmen mağdur durumda. Çalıştıkları yerler yıkılan öğretmenlerin hayatları tamamen değişti. Haklarını arayan öğretmenler Twitter’da birleşti. #DepremzedeÖğretmeneŞartsızAtama etiketi altında seslerini duyurmaya çalışan depremzede öğretmenler seslerinin duyulmasını istiyorlar.
“İşimize, Emeğimize ve Öğrencilerimize Yeniden Kavuşmak İçin Güvenceli Atama İstiyoruz!”
Oluşturdukları çeşitli kampanyalar aracılığıyla imza toplamaya çalışan öğretmenler hem Twitter’da hem de kampanya oluşturdukları platformlarda halka aynı metinle sesleniyorlar ve aylardır destek bekliyorlar:
“Bizler asrın felaketi olarak nitelendirilen depremden sağ çıkarak bir şekilde hayatta kalmayı başaran “ataması yapılmayan depremzede öğretmenleriz.” Sendikal verilere göre ülkemizde 700 bin ataması yapılmayan öğretmen var. 13 milyondan fazla insanı etkileyen deprem felaketinde sevdiklerimizi, mesai arkadaşlarımızı, işimizi, sağlığımızı, kurulu düzenimizi kaybettik. Bu metni kaybetmediğimiz belki de son şey olan akıl sağlığımızla kaleme alıyoruz. 6 Şubat’taki deprem felaketinden sonra toplumun birçok kesimi ağır yaralar aldı ve bugün hala yaralarını sarmaya çalışıyor. Bunların başında biz ataması yapılmayan depremzede öğretmenler geliyoruz. Depremden önce de zorlu koşullarda, azgın bir emek sömürüsü altında, taban maaş uygulaması olmadan, kimi yerlerde sigortasız, kimi yerlerde güvencesiz, kimi yerlerde mobinge maruz kalarak rüştümüzü fazlasıyla ispat ederek çalıştırıldık. Bugün deprem öncesinde zorlu diyebileceğimiz koşulları da kaybetmiş bulunuyoruz. Depremden önce zaten iyi olmayan gelirimizi, deprem sonrasında tamamen yitirmiş olduk. Asrın felaketi olarak nitelendirilen süreçten kurtuluşumuz, ancak yaralarımıza merhem olacak kalıcı çözümlerle olacaktır. Ataması yapılmayan depremzede öğretmenler olarak; İŞİMİZE, EMEĞİMİZE, ÖĞRENCİLERİMİZE YENİDEN KAVUŞMAK İÇİN ÖN KOŞULSUZ, ŞARTSIZ GÜVENCELİ ATAMA İSTİYORUZ!”
Talepleri yankı buluyor
Aylardır seslerini Twitter ve yaptıkları eylemler aracılığıyla duyurmaya çalışan depremzede öğretmenlerin sesi artık daha geniş bir alanda duyuluyor. En son MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, bu konuda bir adım atarak, depremzede öğretmenlere tıpkı 1999 Düzce depremi sonrasında olduğu gibi sınavsız kamuya atama hakkı verilmesi gerektiğini belirtti. Kaşıkçı,9 Kasım’da TBMM’de yaptığı konuşmada düşüncelerini ve taleplerini “Bu öğretmen kardeşlerimize tıpkı 1999 Düzce depremi sonrasında olduğu gibi bir kereye mahsus kamuya sınavsız atama hakkı verilmesi gerekmektedir. Yetişmiş ve nitelikli öğretmenlerin kamuya kazandırılması ilimize tekrar geri dönüş için önemli bir adım olacaktır.” diyerek ifade etti.
KPSS’ye çalışmak için gerekli ortam yok!
Konuyu genel açıdan değerlendirmek üzere Tüm Öğretmenler Sendikası Başkanı Deniz Ezer ile görüştük. Kendisi de Hatay’da öğretmenlik yapan ve depremzede öğretmenlere destek veren Ezer, şartsız atama bekleyen öğretmenlerin durumlarını ve taleplerini değerlendirdi.
Ezer, bu bölgelerdeki öğretmenlerin çoğunlukla özel eğitim alanında, özel sektörde çalıştığını belirterek, dershanelerden etüt merkezlerine kadar çeşitli kurumlarda görev yaptıklarını ifade etti. Deprem sonrasında birçok öğretmenin kayıplar yaşadığını vurgulayarak sevdiklerini, evlerini ve mallarını kaybeden öğretmenlerin halen bu kayıpların yasını tutanlarının olduğunu söyledi.
Depremden sonra çalıştıkları kurumların yıkıldığını ve çoğunun emektar öğretmenler olduğunu dile getirerek, bu öğretmenlerin geçim kaygısı içinde olduklarını, aileleri ve çocukları bulunduğunu ve bu süreçte büyük etkilendiklerini belirtti. Yıkımın ardından geriye dönük haklarını alamayan öğretmenlerin sigortalarının kesildiğini, bu nedenle birçok haktan mahrum kaldıklarını ve işsizlik maaşına mahkûm bırakıldıklarını ifade etti.
Depremzede öğretmenlerin KPSS’ye hazırlanmak için gerekli ortamı bulamadığını, sessiz bir ortam, konu anlatımlı kitaplar veya test kitapları, düzenli aydınlatma gibi temel ihtiyaçları karşılayamadıklarını belirten Ezer, konteyner veya çadırkentte kalan öğretmenlerin elektrik kesintileriyle karşı karşıya kaldıklarını, başka illere göç eden öğretmenlerin ise psikolojik sorunlar nedeniyle sınavlara çalışamadıklarını söyledi.
Ezer, depremle başa çıkmak zorunda kalan öğretmenlerin yeterli psikolojik desteği alamadığını ifade ederek, başka illerde ucuz iş gücü olarak görüldüklerini ve haklarını alamadıklarını dile getirdi. Bu öğretmenlerin yeniden hayata dönebilmeleri, güç toplayabilmeleri için şartsız atama talep ettiklerini belirten Ezer, bu durumun daha önce gerçekleşmiş bir uygulama olduğunu ifade etti.
Son olarak, depremzede öğretmenler arasında artan intihar oranlarına dikkat çekerek ekonomik kriz ve zorlu şartlarla mücadelede zorlanan öğretmenlerin umutsuzluğa kapıldığını, psikolojilerinin bozulduğunu ve depresyona girdiklerini belirtti. Deniz Ezer, bu öğretmenlerin duyulmak ve sorunlarına çözüm bulunmak istediğini vurgulayarak endişelerini paylaştı.
