Elazığ’ın Maden ilçesinde bulunan madenin rezervinin çıkartılması ve işletilmesiyle ilgili Cengiz Holding bünyesinde bulunan Port Madencilik A.Ş.‘nin aldığı ihale Ankara 13. Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Danıştay’a yapılan itiraz sonucunda o karar bozulmuştu. Elazığ Mermerciler ve Madenciler Derneği (EMMAD) Genel Sekreteri Hayri Günay kararı değerlendirerek, “Hem siyasiler hem Elazığ halkı bu işi yeterince sahiplenemedi diye düşünüyorum.” dedi.
Evren Demirdaş/Elazığ
Elazığ’da maden rezervlerinin çıkarılması ve işletilmesi ile ilgili yapılacak olan 2 milyarlık ihaleyi Cengiz Holding bünyesinde bulunan Port Madencilik A.Ş. 2 milyar 205 milyon TL’ye kazanmıştı. Başvuru üzerine verilen yürütmeyi durdurma kararına yapılan itiraz sonrasında Danıştay 13. Dairesi maden ihalesinde verilen kararı bozmuştu. Elazığ Mermerciler ve Madenciler Derneği Genel Sekreteri ve Maden Mühendisi Hayri Günay, Ankara Nöbetçi Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma ve iptal başvurusu yapmıştı.
“SİYASİLER BU İŞİ SAHİPLENMEDİ”
Yürütmeyi durdurma kararının bozulmasına ilişkin konuşan Maden Mühendisi Hayri Günay, “Konuyla alakalı yapılacak bir iki küçük hamle var, ama bu hamleler işe yarar mı yaramaz mı bir istişare edeceğiz ve istişare ettikten sonra karar vereceğiz. Ama şu an için henüz hiçbir şey net değil. İhaleyi Port Madencilik aldı diyebiliriz artık. Burada yapılması gereken iş, rezervlerin daha yüksek bir bedelle hem Elazığ halkına hem de Türkiye’ye kazandırılmasıydı. Biz bunu hedeflemiştik. Dolayısıyla burada kişisel bir menfaat söz konusu değil. Ama maalesef burada devletten ziyade firmalar öne çıkmış oldu. İlk başlarda Elazığ halkı bu konuyu sahiplenmişti ancak çok çabuk bir yılgınlığa uğruyoruz. Bu bizim en büyük zaafımız. Hem siyasiler hem Elazığ halkı bu işi yeterince sahiplenemedi diye düşünüyorum. Eğer yeterince sahiplenmiş olsaydık bunlar da bu kadar rahat at oynatamazdı. Herkes diyor ki birisi yapsın. Bu birisi kim ben de bilmiyorum. Henüz ortaya çıkan kimse yok. Herkes birinin üzerine atıyor. Konu Danıştay sürecine gittiği zaman kaç tane siyasi ya da milletvekillerinden hangisi gidip bu işi takip etti? Çünkü bu iş takip süreciyle alakalıdır. Sen takip etmezsen öbür taraftaki adam yapar. Danıştay’ın her konuyu bilecek diye bir hali yok. Karşı tarafta Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) genel müdürlük düzeyinden işin uzmanı, maden ve jeoloji mühendisleri tarafından takip yapıldı. Onlar oraya gidip bir sıfatla bir şey söylediği zaman siz takip etmezseniz, yanlış da bilgi verir doğru da bilgi verir” diye konuştu.
“HAYAL ETMİŞTİK AMA OLMADI”
“Tesisi kurmayacaklar. Siz de olsanız kurmazsınız ben de olsam kurmam” diyen Günay, “Çünkü aşağı yukarı böyle bir tesisi kurmanın maliyeti en aşağı 150 milyon dolar. Buraya en yakın yerde Merzifon’da kendi tesisi varken niye yatırım yapsın adam? Oraya taşıyacaktır. Bu zaten ekonomiktir. Burayı sadece konsantre tesis haline getirecektir. Maden’de zaten çalışan böyle bir tesis var, onun gibi bir tesis kuracaktır. Zenginleştirmeden sonra alıp götürecektir ürünleri ve Merzifon’da metal haline getirecektir. Biz her zaman taşeronluk yapıyorduk, bundan kurtulalım istemiştik. ‘Üretimin de içerisinde olalım bu sayede yan ürünler için tesisler de kurulur’ diye hayal etmiştik ama olmadı. Elazığ göç veren, işsizliğin tavan yaptığı bir şehir haline geldi. Bunlara da katkısı olur diye düşünmüştük ama gördüğümüz kadarıyla biz taşeronluk yapmaya meraklıyız. ‘Ben kazandım mı gerisi önemli değil’ diye düşünüyoruz. Elazığ ben kavramından biz kavramına geçiş yapabilseydi bugün bu halde olmazdık” ifadelerini kullandı.