1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Pervin Buldan: And olsun ki sizi göndereceğiz

Pervin Buldan: And olsun ki sizi göndereceğiz

featured

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, grubunda yaptığı konuşmada HDP’nin seçime hazır olduğu vurgulayarak “And olsun ki sizi göndereceğiz” dedi.

Pervin Buldan‘ın gündeminde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in HDP‘nin kapatılması istemiyle açılan dava kapsamında Anayasa Mahkemesi’nden partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulmasını talebi vardı.

“HESAPLARIN BLOKE EDİLMESİ KAMPANYANIN DEVAMI”

HDP hesaplarının bloke edilmesine ilişkin Buldan “Yargıtay Başsavcısının hesaplarının bloke edilmesi başvurusu da aynı kampanyanın bir devamı olup AYM’yi baskı altında tutmaya yönelik bir girişimdir. AYM’nin hukuki temeli olan bu başvuruyu bir an önce reddetmesi gerektiğini de ifade etmek istiyorum. Hukuk komisyonumuz da bugün AYM’ye gerekli başvuruda bulunacak.” diye konuştu.

“İSTANBUL’U NASIL ALDIYSAK İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN DE ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Buldan ayrıca HDP Grup Toplantısı’nda, dün Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasına neden olan Danıştay’ın verdiği “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararı hukuka uygundur” kararına sert dille tepki gösterdi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan,  “Danıştay, dün biliyorsunuz bir karar alarak, tek adamın sözleşmeden çekilme kararını hukuka uygun buldu. Hukuksuz kararın uygun bulunduğu bu hukuku, daha doğrusu hukuksuzluğu biz kadınlar iyi biliyoruz. Bu hukuk kadınların değil, erkek düzenin hukukudur. Bu nedenle bu karar kadınlar nezdinde yok hükmündedir. İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz ve sözleşmenin yeniden uygulanması için mücadelemizden biran bile geri durmayacağız. İstanbul’u nasıl kazandıysak, İstanbul Sözleşmesi’ni de bir kez buraya yazıyoruz.” diye konuştu. 

“HDP SEÇİME HAZIR,  O GÜNÜ İPLE ÇEKİYORUZ”

Erken seçimin tartışıldığı şu günlerde Pervin Buldan, HDP için Haziran ya da Nisan’ın fark etmeyeceğini, partisinin seçimi iple çektiğini söyledi. Buldan “Seçimlere hazır olduğumuzu da buradan bir kez daha belirtmek istiyorum. Tarih ne olursa olsun, nisan olsun, mayıs olsun, haziran olsun, Türkiye halkları seçime hazırdır, HDP seçime hazırdır ve o günün gelmesini iple çekiyor. Çünkü sizin miadınız çoktan doldu. Gideceksiniz. Ant olsun ki sizi biz göndereceğiz. HDP gönderecek. Sizin bıraktığınız enkazı da kötünün iyisine bırakma gibi bir lüksümüzün olmadığını ve olmayacağını da özellikle ifade etmek isterim. Toplum ne bu adaletsizlik düzenine ne de restorasyonculara mecbur ve mahkumdur. Üçüncü yolu temsil eden partimiz alternatifin adıdır, umudun adıdır. Bu umudu bundan sonra da Emek ve Demokrasi İttifakı ile Türk ve Kürtlerin kardeşliği üzerinden ama aynı zamanda Kürt ittifakıyla büyütmeye, halklara, kadınlara, gençlere, inanç gruplarına, işçilere, emekçilere, her kesimden ötekileştirilenlere ses olmaya, mücadele çatısı olmaya devam edeceğiz.” diye konuştu, 

AKP’NİN DÖRT KORKUSU VAR:HDP, KADINLAR, İSTANBUL VE HAZİRAN

Biliyorsunuz, AKP’nin dört korkusu var. HDP’den, kadınlardan, İstanbul ve Haziran’dan korkan bir AKP var. Korkmaya devam etsinler. Çünkü HDP geliyor, Haziran geliyor, kadınlar geliyor. İstanbul iradesine sahip çıkmaya başlayacak. Bir kadın partisi olan HDP biliyor ki Türkiye’yi faşizme dayanan tek adam rejiminin karanlığından çıkaracak güç, kadın gücüdür. Bu güce dayanıyoruz ve biz bu güce yürekten inanıyoruz. Bu muhteşem gücün kadınları buradan sevgiyle saygıyla selamlıyorum ve 2023 yılı biz kadınların olacak.

Tutum Belgemiz önemini korumaya devam ediyor. İktidarın tüm sıkıştırmasına karşın muhalefet alanını büyüttük ve toplumsallaştırdık. Barıştan, özgürlükten yana bir yol inşa etmeyi başardı. Aday tartışmalarını kişiden çok demokratik zemine çekmeyi kendisine bir yol edindi. Emek ve Özgürlük İttifakı tam da bu aralıkta bir kez daha halklara umut oldu.

AHMET KAYA KÜLTÜR MERKEZİ’NE SALDIRI: KÜRTLERİN İRADESİNİ TESLİM ALAMAYACAKSINIZ

En son Paris’te Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yapılan saldırı da bu iklimin bir devamıdır. Tıpkı 9 Ocak Paris katliamı gibi. Yaşamını yitirenleri bir kez daha sevgiyle ve saygıyla anmak istiyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun Kürtlerini iradesini teslim alamayacaksınız, asla tasfiye edemeyeceksiniz. Kürtlerin iradesi, Ankara’da da Amed’de de, Paris’te de Rojava’da da birdir. Bu katliamı tüm boyutlarıyla ortaya çıkarmak Fransız devletinin sorumluluğundadır.

Kürt düşmanlığıyla, siyasi operasyonlarla, kumpas davalarıyla, darbe politikasıyla siyaseti ve geleceği şekillendiremeyeceklerinin altını çizmek istiyorum. Bugünü de yarınları da şekillendirecek asıl güç bizlerin asla yılmadan sürdürdüğümüz demokratik siyaset mücadelesidir, barış mücadelesidir. Direnenler, mücadele edenler, bedel ödeyenler tarihi belirler. Geleceği belirler. Kürtler de tarihi belirleyecek ve geleceği de belirleyecek onurlu bir halktır. Kumpas ve kapatma davalarıyla, siyasi operasyonlarla HDP’yi engelleyerek, kendisine siyasi zafer çıkaracağını sanan iktidar bloğu iyi bilsin ki, HDP’den size zafer çıkmaz. HDP’den, HDP’nin zaferi çıkar, demokrasiyle ve barışla buluşmak isteyen halklarımızın zaferi çıkar ve çıkacaktır da.

‘BAŞSAVCININ BAŞVURUSU KAMPANYANIN DEVAMI’

Bir hususun altını çizmek istiyorum. Yargıtay Başsavcılığı HDP’ye yapılacak Hazine yardımına tedbir konulması için başvuru yaptı. Partimiz hakkındaki kapatma davası da aynı siyasi kampanyayla açılmıştı. Yargıtay Başsavcısının hesaplarının bloke edilmesi başvurusu da aynı kampanyanın bir devamı olup AYM’yi baskı altında tutmaya yönelik bir girişimdir. AYM’nin hukuki temeli olan bu başvuruyu bir an önce reddetmesi gerektiğin ide ifade etmek istiyorum. Hukuk komisyonumuz da bugün AYM’ye gerekli başvuruda bulunacak ve kamuoyuna gerekli açıklamaları yapacaktır.

‘NE BU DÜZENE NE RESTORASYONCULARA MECBURUZ’

Seçimlere hazır olduğumuzu da buradan bir kez daha belirtmek istiyorum. Tarih ne olursa olsun, nisan olsun, mayıs olsun, haziran olsun, Türkiye halkları seçime hazırdır, HDP seçime hazırdır ve o günün gelmesini iple çekiyor. Çünkü sizin miadınız çoktan doldu. Gideceksiniz. Ant olsun ki sizi biz göndereceğiz. HDP gönderecek. Sizin bıraktığınız enkazı da kötünün iyisine bırakma gibi bir lüksümüzün olmadığını ve olmayacağını da özellikle ifade etmek isterim. Toplum ne bu adaletsizlik düzenine ne de restorasyonculara mecbur ve mahkumdur. Üçüncü yolu temsil eden partimiz alternatifin adıdır, umudun adıdır. Bu umudu bundan sonra da Emek ve Demokrasi İttifakı ile Türk ve Kürtlerin kardeşliği üzerinden ama aynı zamanda Kürt ittifakıyla büyütmeye, halklara, kadınlara, gençlere, inanç gruplarına, işçilere, emekçilere, her kesimden ötekileştirilenlere ses olmaya, mücadele çatısı olmaya devam edeceğiz.”

HDP EŞ BAŞKANI PERVİN BULDAN’IN KONUŞMASININ TAMAMI ŞÖYLE:

Umut dolu yeni bir yılın heyecanı ve coşkusuyla sizleri saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Grup toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. 

2022 AKP-MHP ittifakının tüm ülkeyi uçuruma sürüklediği bir yıl oldu

Zorlu olduğu kadar kıyasıya bir mücadeleyle geçen bir yılı daha geride bıraktık. 2022 yılı AKP-MHP ittifakının tüm ülkeyi topyekûn uçuruma sürüklediği bir yıl oldu. Savaş çığırtkanlığı tırmandırıldı, ekonomik kriz daha da ağırlaştırıldı; demokratik hak ve özgürlükler, farklı yaşam tarzı her gün saldırılarla karşı karşıya kaldı. Kadın kazanımları bir bir gasp edilmeye, demokratik siyaset sürekli olarak engellenmeye çalışıldı. 

HDP ve muhalefete yönelik saldırılar ağırlaştı, tecrit derinleştirildi

Özelde HDP’ye, genelde tüm toplumsal muhalefete yönelik gözaltı ve tutuklamadan fiziki saldırıya, kumpas davalarından vekil düşürmeye varıncaya kadar sistematik bir darbe süreci işletildi. İmralı’da Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit derinleştirildi, çözüm ve diyalog kanalları kapatıldı. 2022 iktidar zihniyetinin olanca gücüyle karanlığı, kötülüğü, hukuksuzluğu, ayrımcılığı ve eşitsizliği çoğaltmaya çalıştığı bir yıl oldu. 

Saldırılara karşı mücadeleyi büyüttük; adalet, özgürlük ve barış taleplerini haykırdık

Ancak, bunun karşısında elbette ki bizlerin, demokrasi güçlerinin, emekçilerin, kadınların ve gençlerin örgütlü mücadelesinin daha da büyüdüğü, demokrasi umutlarının dimdik ayakta tutulduğu bir yıl oldu. Karanlığa karşı bizler aydınlığı çoğalttık, umudu ve cesareti çoğalttık. İtirazlarımızı ve dayanışmamızı çoğalttık. Mücadele ortaklığımızı, ittifaklarımızı çoğalttık. 

Türkiye’nin her yerinde adalet, özgürlük ve barış taleplerini haykırdık. Ülkenin her yerinde doğa talanından emek sömürüsüne, hak ve hukuk gaspından özgürlüklerin kısıtlanmasına ve demokratik siyasete yönelik engellemelere kadar her konuda her yeri mücadele alanına dönüştürdük, meydanı faşizme bırakmadık.

Emekçiler ve gençler direnerek kazandı

Emekçiler ağır sömürüye karşı örgütlenme hakkını savunmaya devam ettiler. Gençler, öğrenciler bugünlerinin ve umutlarının karartılmasına karşı ortak itirazda buluştular. EYT’liler, grevdeki işçiler alınterlerine sahip çıkarak kazandı. Kazanmaya da devam edecek. 

Kadınlar 2022 yılında meydanları terk etmedi

Özellikle kadınlar açısından 2022, erkek düzene karşı büyük bir mücadeleye sahne oldu. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar hak, adalet ve özgürlük mücadelesinin en önünde yer aldı. Mücadeleden asla geri adım atmadı. Örgütlülükten asla vazgeçmedi. Kadınlar sokakları meydanları alanları asla terk etmedi. Kadınlar güvencesiz işlerde çalışmaya hayır dedi. Yoksulluğun kadınlaşmasına, kadın kazanımlarının gasp edilmesine her yerde karşı çıktı. Kadınlar bir kadının daha katledilmesine tahammülümüz yok dedi. Kadın cinayetlerinin ve çocuk evliliğinin normalleştirilmesine karşı çıkan onurlu mücadelenin en önünde yine kadınlar yer aldı. 

Kadınların mücadelesi sınırları aştı, bu direniş Jin Jiyan Azadî sloganıyla birleşti

Ege’den Karadeniz’e kadar ülkenin her yerinde, yandaşlara peşkeş çekilen doğanın katledilmesine karşı en görkemli ekoloji mücadelesini yine kadınlar gerçekleştirdi. Kadınlar sadece eşitlik ve adalet talep etmedi, ölüm saçan savaş politikalarına ve sömürü düzenine karşı da mücadele hattını ördü. Kadınların mücadelesi sınırları aştı. İran’dan dünyanın her yerine yankılanan kadınların Jin Jiyan Azadî sloganıyla birleştiğini hep birlikte gördük.

İstanbul Sözleşmesini mutlaka geri kazanacağız

Danıştay, dün bir karar alarak tek adamın sözleşmeden çekilme kararını hukuka uygun buldu. Hukuksuz kararın uygun bulunduğu bu hukuku, daha doğrusu hukuksuzluğu biz kadınlar iyi biliyoruz. Bu hukuk kadınların değil erkek düzenin hukukudur. Bu nedenle bu karar kadınlar nezdinde yok hükmündedir. İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz ve sözleşmenin yeniden uygulanması için mücadelemizden bir an bile geri durmayacağız. 

Korkmaya devam etsinler: HDP geliyor, Haziran geliyor

İstanbul’u nasıl kazandıysak, İstanbul Sözleşmesi’ni de kazanacağız. Biliyorsunuz, AKP’nin dört korkusu var. HDP’den, kadınlardan, İstanbul ve Haziran’dan korkan bir AKP var. Korkmaya da devam etsinler. Çünkü HDP geliyor, Haziran geliyor, kadınlar geliyor. İstanbul iradesine sahip çıkmaya başlayacak. Bir kadın partisi olan HDP biliyor ki Türkiye’yi faşizme dayanan tek adam rejiminin karanlığından çıkaracak güç kadın gücüdür. Bu güce dayanıyoruz ve biz bu güce yürekten inanıyoruz. Bu muhteşem gücü, kadınları buradan sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. 2023 yılı biz kadınların olacak.   

HDP dimdik ayakta durmayı başardı

Partimiz HDP faşizmin tüm kurumsallaşma çabaları karşısında tıpkı bir dalgakıran gibi dimdik durmayı başardı. HDP, bir adım bile geri atmadan sistemin tüm saldırılarına cesurca ve cüret dolu cevaplar üreten bir partidir. Sokakta, meydanlarda, tarlalarda, fabrikalarda halkımızla birlikte yan yana, omuz omuza mücadele ettik. Meclis’te her kanun teklifinde, her komisyon görüşmesinde, her genel kurul sürecinde kıran kırana iktidarı teşhir etmek ve bu ülkede barıştan ve demokrasiden yana olanların, emekçilerin, ezilenlerin haklarını korumak için gün be gün sözünü haykırdık.

2023’e 8 Mart, Newroz ve 1 Mayıs ruhuyla hazırlanıyoruz

8 Mart, Newroz ve 1 Mayıs meydanları, faşizme karşı halklarımızın en güçlü ortak cevabı oldu. Meydanların bu iradesini zafere dönüştüreceğimiz 2023 de de yine 8 Mart’ın, Newroz’un ve 1 Mayıs’ın ortak ruhuyla hazırlandığı bir yıl olacak. Kobanî Kumpas Davasında arkadaşlarımız yaptıkları tarihi savunmalarla kumpasın temellerini çökertti, hakikatin yargılanmasına izin vermedi. Tarih önünde hepsinin alınlarının ak, başlarının dik olduğunu biliyoruz. Hepsine buradan kucak dolu selam olsun.

Tutum belgemiz, Türkiye demokrasi tarihi açısından önemini korumaya devam etmektedir

HDP, 27 Eylül 2021’deki deklarasyonuyla oluşturduğu demokratik seçeneği, 2022’de çok daha güçlü bir siyasal tercih haline getirdi. Tutum belgemiz, Türkiye demokrasi tarihi açısından halen önemini korumaya devam ediyor. HDP, iktidarın tüm sıkıştırma politikalarına karşın muhalefet alanını büyüttü ve toplumsallaştırdı. Barıştan, özgürlükten yana bir söz üretmeyi, bir yol inşa etmeyi başardı. Aday tartışmalarını kişilerden çok demokratik zemine çekmeyi, ittifaklarını büyütmeyi ve genişletmeyi kendisine yol edindi.

HDP iki kutup arasında sıkışan kesimlere umut olmayı başardı

İşte Emek ve Özgürlük İttifakı tam da bu aralıkta halklara yeniden umut oldu, doğdu. Kürt ittifakını genişletme çalışmaları bu aralıkta hız kazandı. HDP, bu ülkenin iki egemen kutup arasında sıkışan tüm kesimlerine umut olmayı başardı.  HDP, Türkiye’nin en güçlü değişim umudu olduğu için her gün yeni bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyadır. HDP’nin bileşeni olan Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ve Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun gözaltına alınarak tutuklandı. Buradan hem Keskin Bayındır’a hem de Hayrettin Altun’a kucak dolusu sevgilerimizi ve selamlarımızı gönderiyorum. Tabii biz bu tutuklamaların amacını gayet iyi biliyoruz. Kürt halkının demokratik siyasetteki kararlılığını ve geleceği belirleme gücünü kırma amaçlı olduğunu biliyoruz. Bu saldırılar, aynı zamanda AKP-MHP ikilisinin seçim çalışmasıdır. Tarihten ders çıkarmayanlara bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bizi ve mücadelemizi asla durduramayacaksınız. Kürtlerin dâhil olmadığı bir denklemi bu ülkede asla hayata geçiremeyeceksiniz. HDP’nin temsil ettiği siyasi gelenek, demokrasinin ve eşit birlikte yaşamın kurucu gücüdür.

Paris’teki katliam Kürtler irade olmasın diye çırpınan iradenin yarattığı iklimin devamıdır

Bu iktidarın giderayak Kürt düşmanlığını daha da büyüterek bunu küresel bir siyaset haline dönüştürmeye çalıştığını biliyor ve görüyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun Kürtler bir siyasal irade olmasın diye çırpınıp duran bir iktidar var karşımızda. En son Paris’te Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yapılan saldırı da bu iklimin bir devamıdır. Tıpkı 9 Ocak Paris Katliamı gibi. Yaşamını yitirenleri buradan bir kez daha saygıyla anıyorum.

Kürdün iradesini teslim alamayacaksınız, Kürtlerin iradesi her yerde birdir

Dünyanın neresinde olursa olsun, Kürtlerin iradesini teslim alamayacaksınız. Kürtlerin iradesini engelleyemeyeceksiniz ve asla tasfiye edemeyeceksiniz. Kürtlerin iradesi, Paris’te de Ankara’da da İstanbul’da da Amed’de de Rojava’da da birdir. Ve bunu artık kavrayacaksınız. Bir kez daha ifade ediyoruz; bu katliamı bütün boyutlarıyla aydınlatmak, bağlantılarına açığa çıkarmak Fransız devletinin sorumluluğundadır. Biz de sonuna kadar takipçisi olacağız.

HDP’den halklarımızın zaferi çıkacaktır

Kürt düşmanlığıyla, siyasi operasyonlarla, kumpas davalarıyla, darbe politikasıyla siyaseti ve geleceği şekillendiremeyeceklerinin altını çizmek istiyorum. Bugünü de yarınları da şekillendirecek asıl güç bizlerin asla yılmadan sürdürdüğümüz demokratik siyaset mücadelesidir, barış mücadelesidir. Direnenler, mücadele edenler, bedel ödeyenler tarihi belirler, geleceği belirler. Kürtler de tarihi ve geleceği belirleyecek onurlu bir halktır.  Kumpas ve kapatma davalarıyla, siyasi operasyonlarla HDP’yi engelleyerek kendisine siyasi zafer çıkaracağını sanan iktidar bloku iyi bilsin ki HDP’den size zafer çıkmaz.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hesapların bloke edilmesi başvurusu siyasi kampanyanın devamıdır

HDP’den HDP’nin zaferi çıkar; demokrasiyle ve barışla buluşmak isteyen halklarımızın zaferi çıkar ve çıkacaktır da. Buna herkesin yürekten inanmasını istiyorum. Burada bir hususun altını çizmek istiyorum. Kamuoyuna da yansıyan bir meseleyi açıklığa kavuşturmak istiyorum. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP’ye yapılacak hazine yardımına tedbir konulması için AYM’ye başvuru yaptı. Partimiz hakkındaki kapatma davası da aynı siyasi kampanyayla açılmıştı, biliyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hesapların bloke edilmesi başvurusu da aynı siyasi kampanyanın devamıdır ve AYM’yi baskı altında tutmaya yönelik bir girişimdir. AYM’nin hukuki temeli olmayan bu başvuruyu değerlendirmeye almaması ve bir an önce reddetmesi gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum. Hukuk Komisyonumuz da bu konuya dair bugün AYM’ye gerekli başvuruda bulunacak ve bir basın toplantısıyla kamuoyuna gerekli açıklamaları yapacaktır.

Bu iktidar ülkeye zarar ve ziyandır

AKP-MHP ittifakının konuşulmasını asla istemediği en önemli hakikatlerden biri ekonomideki karanlık tablodur. Geçim savaşı veren milyonlar, her gün bu iktidarın hışmına uğramaktadır. 25 Aralık’ta asgari ücrete yüzde 54 zam yaptılar. Aradan altı gün geçmişken tarihin gördüğü en büyük yılbaşı zamları gelmeye başladı. 1 Ocak’la birlikte vergilere yüzde 122 zam getirildi. Asgari ücretliye sermaye ve devletin cebinden yüzde 54 zam yapılırken, vatandaşın cebinden toplayacakları vergiye ise yüzde 122 zam yaptılar. İşte AKP-MHP sömürü düzeninin gerçek yüzü budur. Türkiye halkları bunu görmeli ve bilmelidir. Bu iktidarın tek derdi kendi yandaşları ve rant düzenidir. Bu hileli, çarpık sistemde iki kesim ortaya çıkmıştır. Biri Saray ve çevresindeki yandaşlar, diğeri ise faiz ve savaş lobileridir. Bunlar yüzde 1’i temsil etmektedir. Geriye kalan yüzde 99 ise açlık ve sefaletle karşı karşıyadır. Hal böyleyken AKP Genel Başkanı “Enflasyonun boynunu kırıyoruz” diyerek, her gün hayal satmaya, masal anlatmaya devam etmektedir. ENAG, 2022 yılı enflasyonunu yüzde 137.55 olarak tespit etti. TÜİK ise yine çalarak ve çırparak yüzde 64 olarak açıkladı.

Enflasyonun değil halkın belini kırdınız

Asıl belini büktüğünüz, boynunu kırdığınız halktır, işçidir, emekçidir, kadınlardır, üreticidir, esnaftır. AKP-MHP’nin iktidarda kaldığı her bir gün, her bir saat borç artıyor, enflasyon artıyor, dış ticaret açığı artıyor. Hep söylüyorum; bu iktidar bu ülkeye zarar ve ziyandır. Ama bu döngü elbette ki böyle devam etmeyecek. İktidarın kendi rant ekonomisini büyüterek kazandığı, halkın ise her gün kaybettiği, sofrasındaki ekmeğinin küçüldüğü bu düzen böyle sürmeyecek. Yüzde 99, yüzde 1’lik kesimin rant ve sömürü düzenini sona erdirecek kadar güçlü ve kararlıdır. Yandaş şirketler karlarına kar eklerken, maden işçilerinin yerin yedi kat dibinde ölüme yollandığı, iş cinayetlerinin her gün can almaya devam ettiği, açlığın sokaklarda kol gezdiği bu sömürü düzeni, bu kirli denklem böyle devam etmeyecek.  

2022 direnişin yılıydı, 2023 kazanmanın ve zaferin yılı olacak

Halkı krizle yaşamaya alıştırdığını, ekonomik çöküşü normalleştirdiğini sanan iktidar çok büyük bir yanılgı içindedir. 2022 yılı açlığa, yoksulluğa, sefalete karşı önemli bir direniş ve mücadele yılıydı. 2023 ise kazanmanın, gidişatı değiştirmenin yılı olacaktır. EYT’liler mücadele ederek kazandı. Grevdeki Beka-ert işçileri grev haklarını kullanarak kazandı. Kocaeli’nde hakları için grevde olan Karton-san işçileri yeni yıla grevle girdi. Ama eminim ki onlar da direnişleriyle kazanacak. Buradan grevdeki tüm işçileri ve direnişlerini selamlıyorum. Onlara kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. Mücadele ederek büyüyeceğiz, büyüyerek de büyük kazanacağız. Başka alternatif yok.

Karar verdik; değiştireceğiz, bu düzene kaybettireceğiz

Krizden krize koşan iktidarın yarattığı sömürü düzeni karşısında mücadeleden mücadeleye, grevden greve koşan işçiler, emekçiler; geçinemedikleri için itirazlarını büyüten milyonlar mutlaka ama mutlaka kazanacaktır. Ortak direnişimiz ve mücadelemiz, büyüyen umudumuzun da yükselen cesaretimizin de temel kaynağıdır. 2023 hem mücadelemizin büyüyeceği hem de seçimlerde geleceği belirleyeceğimiz bir karar yılıdır. Karar verdik ve değiştireceğiz. Karar verdik; bu düzene kaybettireceğiz. Karar verdik; adaletli, onurlu, eşit bir yaşamı birlikte inşa edeceğiz. 

Bizler demokratik bir cumhuriyetin inşası için yola çıkanlarız

Sayısız haksızlık ve hukuksuzluğa, saldırılara rağmen biz hala buradayız ve burada olmaya da devam edeceğiz. Bizler kim miyiz? Bizler, Türkiye halklarının bir arada yaşama iradesini savunanlarız. Bizler; savaşı, ayrımcılığı, şiddeti, ötekileştirmeyi ve karanlığı örgütleyenlere karşı aydınlığa koşanlarız. Bizler; her koşulda, herkes için hakka, hukuka ve adalete inananlarız. Bizler, Kürt sorununun demokratik yöntemler ve müzakereyle çözülmesi için mücadele edenleriz. Bizler, demokratik bir cumhuriyetin inşası için yola çıkanlarız. Bugün umudumuz da enerjimiz de direnme azmimiz de her zamankinden büyüktür.

Hayal tüccarlığınızın alıcısı yok, miadınız doldu gideceksiniz

O yüzden Türkiye halklarına savaşı, adaletsizliği, yolsuzluğu, yoksulluğu, sadaka kültürünü reva görenlere bir çift sözümüz var: Algı operasyonlarınızın da hayal tüccarlığınızın da bir alıcısı artık kalmadı. Türkiye halklarının yalanlarınıza karnı tok. Bunu da seçimlerde size elbette gösterecektir. Seçimlere de hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Tarih ne olursa olsun, Nisan olsun, Mayıs olsun, Haziran olsun. Türkiye halkları ve HDP her yönüyle seçimlere hazırdır. O günü iple çekiyoruz. Çünkü sizin miadınız çoktan doldu, gideceksiniz. Ant olsun ki gideceksiniz ve sizi HDP gönderecek. Bıraktığınız enkazı da kötünün iyisine bırakma gibi bir lüksümüzün olmayacağını ifade etmek isterim.

Mücadele çatısı olmaya devam edeceğiz

Toplum ne bu adaletsizlik düzenine ne de restorasyonculara mecbur ve mahkûmdur. 3. yolu temsil eden partimiz alternatifin adıdır, umudun adıdır. Bu umudu bundan sonra da Emek ve Demokrasi İttifakıyla, Kürt ittifakıyla büyütmeye; halklara, kadınlara, gençlere, inanç gruplarına, işçilere, emekçilere, her kesimden ötekileştirilenlere ses olmaya ve mücadele çatısı olmaya devam edeceğiz. Dün “Bizler Meclis’e” dedik, “İnadına HDP, inadına barış” dedik, “Em li virin” dedik, “Buradayız” dedik; bugün de Emek ve Özgürlük İttifakı ile “Birlikte başaracağız” diyoruz. Ve bizi tasfiye etmeye çalışanlara karşı en yüksek sesle haykırıyoruz: Vardık, varız, var olacağız; hem de çok daha güçlü olarak var olacağız.

Cumhuriyeti demokrasiyle buluşturma mücadelesi kesinlikle kazanacaktır

Herkes iyi bilmelidir ki tüm mümkünlerin kıyısında olan HDP, düşünce ve mücadeleden doğan bir partidir. Bizler, cumhuriyetin 100’üncü yılı geride kalırken asırlık sorunların cesaretle, demokratik bilinç ve programla çözüleceğini söylüyoruz. Yeni bir zamanın şafağında eskiyi tekrar edenler kaybedecek, cumhuriyeti demokrasiyle ve barışla buluşturma mücadelesi ise kesinlikle kazanacaktır. Oyalama, erteleme amacı güden, sorunları görmezden gelen, hamasetle yol almak isteyen herkes bilmelidir ki; bu topraklar çok uzun zamandır ertelenen, ötelenen, görmezden gelinen sorunlarını kesinlikle çözecek ve çözmek zorundadır.

HDP, barış politikalarının en güçlü merkezi olmaya devam edecektir

Yeni dönemde HDP, cesaret ve kararlılıkla adalet, eşitsizlik, yoksulluk, ayrımcılık gibi ülkenin temel sorunlarını çözecek gücün merkezi olacaktır. HDP, barış politikalarının en güçlü merkezi olmaya da devam edecektir. HDP’nin en büyük amacı demokratik siyaset, demokratik müzakere ve onurlu barıştır. Bu konuda tek bir adım geri adım atmayacağız. Türkiye’nin önünde demokrasi güçlerinin inşa edeceği barış içinde, şeffaf, adil ve kaynaklarını hakça paylaşan bir dönem durmaktadır. Bizler bütün zorluklara rağmen, bu yıkıntının içinden demokratik ve barış içinde bir ülkeyi çıkaracağımızdan gayet eminiz. Bütün bu karanlık dağılacak, hem de yakın zamanda. Ve buradan ilan ediyoruz; seçimden sonra bu ülkede yeni bir dönem başlayacaktır. Çünkü AKP-MHP ittifakı dağılacak gidecek, yerine halkların birlikte yönetimde olduğu yeni bir dönem başlayacaktır. Gelecek; gençlerin, kadınların, yoksul milyonların olacak. Bunu yakın bir zamanda başaracağız. Bunu yapacak cesaret, güç, kararlılık, anlayış ve programa sahip olduğumuzu herkesin bilmesi gerekiyor.  

2023’te bir dönemi kapatıp yeni bir dönemi başlatacağız

Faşizme kaybettirecek, halklara kazandıracak üçüncü yol siyasetimizle 2023’te bir dönemi kapatıp yeni bir dönem başlatacağız. Bu toprakları yolsuzluğa, açlığa, savaşa mahkûm etmek isteyenlere karşı; umudun siyasetini ve adaletin politikasını esas kılacağız. Bunu başaracağız, hep beraber başaracağız. Türkiye’yi çoklu krizler girdabından kurtarmak için tarihsel bir yüzleşmeyi mutlaka başaracağız. HDP; programıyla, mücadelesiyle, ittifaklarıyla bunu başaracak güçtür. Bunu gerçekleştirmeye en yakın olduğumuz dönemdeyiz.

Şenyaşar ailesi, Cumartesi Anneleri, Gezi aileleri ve adalet arayan herkes için adaletin geleceği, Deniz Poyrazların katliamının tüm yönleriyle ortaya çıktığı, kumpasların ve kayyımların tarihin çöplüğüne gönderildiği, tecrit rejiminin sona erdiği bir dönem için her şeyini ortaya koyan bir parti olarak, yeni döneme hep birlikte girdik. En başta kadın mücadelesi olmak üzere, yaşanan hegemonya krizine karşı yeni yaşamı eşit, adil, özgür bir gelecek için hayata geçireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bunun için en geniş demokrasi mücadelesi ortaklığında buluşalım. Bugünden başlayarak 2023’ü demokrasi yılı yapalım, barış yılı yapalım. Bunun için çalışalım ve bir kez daha direnelim. Bu yıl bizim yılımız olsun; Türkiye halklarının, kadınların ve gençlerin, aynı zamanda Kürtlerin ve HDP’nin yılı olsun! 

Pervin Buldan: And olsun ki sizi göndereceğiz
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir