Mülteci çocuklar ile Vanlı çocuklar tiyatro sahnesinde buluştu

featured

Van, 294 km’lik sınır hattıyla farklı Ortadoğu ülkelerinden batıya gitmek isteyen göçmenler için en önemli kavşaklardan. Bu sınırdan ülkeye giriş yapan göçmenlerin büyük çoğunluğu kenti transit geçerken bir kısmı da kentte kalıyor ve yaşamına burada devam ediyor. Kentte kalan mülteciler sağlıktan eğitime, entegrasyondan ekonomiye birçok alanda önemli zorluklar yaşıyor.

Kentte yaşayan mültecilerin yaşadığı sorunların aşılmasına dönük bir dizi çalışmalar yürütülüyor. Özellikle çocuk mültecilerin kent yaşamına uyum sağlamasına yönelik faaliyetler ise bu çalışmaların başında yer alıyor. Bu çalışmalardan birine de tiyatro sanatçısı Hasan Bayam imza attı. Bayam, hazırladığı bir proje kapsamında kentte yaşayan Suriyeli çocukları dahil ettiği bir tiyatro grubu kurdu. Vanlı çocukların da yer aldığı grupla ilkin drama atölyesi gerçekleştiren Bayam, ardından kendi yazdığı, paylaşma ve sevgi temalı “Bal Arı ve Ayıcık” isimli oyunun sahnelenmesi için provalara başladı.

Suriyeli çocukların ilk defa sahne aldığı oyunu aileleri de izledi

Suriyeli çocukların ilk defa sahne aldığı oyunu aileleri de izledi

İki hafta süren provaların ardından hazırlanan oyun kentte bulunan Şanowan isimli tiyatro sahnesinde izleyici ile buluştu. Suriyeli çocukların ilk deneyimi olan bu oyun izleyiciler tarafından oldukça beğenildi. İzleyenler arasında mülteci çocukların aileleri de vardı. Ebeveynlerin çoğu hem ilk defa bir tiyatro oyunu izledi hem de çocuklarını ilk defa sahnede görme fırsatı yakaladı.

Suriyeli çocuklar önce drama eğitimi gördü sonra sahneye çıktı

Söz konusu çalışmayı hayata geçiren Bayam, gerçekleştirdiği çalışma hakkında şu bilgileri vererek başladı konuşmasına: “Daha önce dezavantajlı gruplarla kendi imkanlarımla gönüllü çalışmalar yapıyordum. Son olarak bir proje kapsamında kendi yazdığım bir çocuk oyununu çocuklara oynatmak üzere yola koyuldum. Atölyede yer alan çocuk oyuncularla birlikte Suriyeli 5 çocuğu ekibe aldık. Önce onlarla yaratıcı drama atölyesi yaptık. 2 ay devam eden eğitimlerden sonra yazdığım oyunun ezberini yaptılar ve 2 hafta da prova aldık. Oyunun adı Bal Arısı ve Aycık’tı. Oyun hazırlandığında kentteki bir sahnede sahneledik oyunu. Hem ben hem de Suriyeli çocuklar oynadı. Çocukların aileleri de oyunu izlemeye geldiler.”

Bayam, bu tarz çalışmaların entegrasyon süreçlerine katkı sağlayacağını düşünüyor

Bayam, bu tarz çalışmaların entegrasyon süreçlerine katkı sağlayacağını düşünüyor

“Bu çocukların buraya ait olduğunu, öteki olmadığını söylemek için yola çıktım” 

Bayam, tiyatroda yer alan çocukların çoğunun oyundan ve sahneden bihaber olduğunu söyledi ve kendilerini izleyen ebeveynlerin de oldukça duygulandığını dile getirdi. Bayam, “Çocuklar ilk başladıklarına oyundan bihaberdiler. Çoğu eğitim sürecinde tiyatronun ne olduğunu öğrendi. Aileleri de hem izledikleri ilk tiyatro oyunu olduğunu hem de çocuklarını sahnede ilk defa gördüklerini söylediler. Oyun oynandıktan sonra aldığım dönütler beni çok mutlu etti. Çocuklar ilk defa buralı akranlarıyla beraber bir çalışma içerisinde yer aldılar. Çocuklar, sahnede oldukça rahattılar. Bittikten sonra da çok mutlu olduklarını dile getirdiler. Ebeveynleri de oldukça duygulandılar. Çocuklarının, mültecilik hayatı boyunca yer aldıkları en önemli sosyal aktivite olduğunu dile getirdiler. Amacım da tam olarak buydu hem onlara böyle bir deneyim sağlamak hem de sahneye çıkararak onlara bir deneyim sağlamak. Zaten onların da buraya ait olduğunu, öteki olmadıklarını söylemek düşüncesiyle yola çıkmıştım.” diyen Bayam, bu amaca bazı küçük eksikliklere rağmen ulaştığı yönündeki düşüncelerini dile getirdi.

Hasan Bayam, tiyatro sanatçısı​​​​​​

Hasan Bayam, tiyatro sanatçısı

“Bu tarz çalışmalar mülteci çocukların uyum sürecine katkı sunuyor”

“Bu tarz çalışmalar mülteci çocukların uyum sürecine katkı sunuyor. Mülteci çocuklar, onları izlemeye gelen çocukların çoğuyla arkadaş oldular. Sahneye çıkan çocuklar da artık büyük oranda buraya ait olduklarını kavradılar.” cümlesine yer veren Bayam, şimdiye kadar kentte mültecilere dönük bir tepkiyle karşılaşmadığını söyledi. Bayam, ötekileştirmenin dilde başladığını sözlerine ekledi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şimdiye kadar yerel halkın bir tepkisiyle karşılaşmadım diyebilirim. Fakat dilsel bir ötekileştirme var diyebilirim. Özellikle genç yaştaki insanlar, birbirleriyle şakalaşmak adı altında, birbirlerini aşağılamak için “Suriyeli”, “Ulan Afgan”, “Mülteci gibi kaçma”, “Allah’ın Suriyelisi…” vb. ifadeleri kullanabiliyorlar. Zaten ötekileştirme de dilde başlıyor. Bunun dil ile hafızaya yerleştiğini anlattık çocuklara.”

Mülteci çocuklar ile Vanlı çocuklar tiyatro sahnesinde buluştu

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Munzur Press ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!