Fırat Bulut
Kiğı-Karakoçan-Adaklı-Yayladere-Yedisu İlçeleri Sosyal Yardımlaşma, Kalkındırma ve Kültür Derneği (KAYY-DER) İstanbul Beykoz’da Kürt Böreği Festivali düzenledi.
Bu yıl 6’ncısı düzenlenen festivale binlerce yurttaş katıldı. Beykoz‘daki piknik alanı müzik dinletisi, dans gösterimi, skeç ve halaylarla renkli görüntülere sahne oldu.
Alanda kurulan sahneye “Manevi Değerlerimize Sahip Çıkalım” pankartı asılırken festival alanı da KAYY-DER flamaları ile süslendi.
Festival, alana kurulan stantlarda ziyaretçilere ücretsiz Kürt Böreği ve çay ikramı ile başladı. Börek ustaları ‘Böreka Kurda, böreka Kurda’ diye seslenirken, Kürt Böreği almak isteyen ziyaretçiler stantların önünde uzun kuyruklar oluşturdu.
(Foto ve Video: Ferhat Yaşar)
“Kürt Böreği İsmini Tarihe Geçirdik”
Festivalin fikir sahiplerinden KAYY-DER önceki dönem Eşbaşkanı Tuncay Gökçe festivale katılanlara teşekkür ederek festivalin amacını anlattı. Gökçe, alanında büyük bir çığır açan Kürt Böreğinin adının festivallere taşınmasının gurur verici olduğunu söyledi. Tuncay Gökçe “Kürt Böreği Festivali, kendi düşüncemi eşbaşkanlık dönemimde projeye dökmemizle ilki 29 Mayıs 2016’da gerçekleştirdiğimiz bir festival. Bu festival, Türkiye’de Kürt ismi ile yapılan ilk etkinlik olarak tarihe de geçmiş oluyor.” diye konuştu. Gökçe şöyle devam etti: “Bunun fikir olarak üretimini yapmak, böyle, bu şekilde halkın coşkusuyla buluşturmak bizleri onurlandırıyor. Güzel bir gün. Hakikaten hem İstanbul’da insanlarımızın bir araya gelmesi, börekçi esnaflarımızın örgütlenmesi, örgütlü bir toplum olmasına neden oldu. Hem de Kürt Böreğinin isminin asimile olmasından kaynaklı, Kürde dair ne varsa kazanımlarının yok edildiği bir dönemde, KAYY-DER olarak bu kültüre sahip çıkarak, kültürümüzün parçası olan Kürt Böreğinin bu şekilde ismini tarihe geçirmiş olduk ve patentini alarak bunu perçinledik. KAYY-DER’imizin Peri Vadisinin çok önemli bir kurumu olduğunu gençlerimizin kadınlarımızın kuruma sahip çıkmasını kurumumuzla çalışmalara katılmasını önemsiyoruz. Her geçen gün zorlaşan örgütlülüğün son zamanlarda daha büyük bir boyuta geldiğini görmekteyiz. Bu anlamda tüm hemşerilerimizin KAYY-DER’e gelip çalışmalara katılarak arkadaşlarımıza destek olmalarını istiyoruz.”
(KAYY-DER Eşbaşkanı Tuncay Gökçe)
Alandaki coşkuya işaret eden Tuncay Gökçe “Tam da istediğimiz tablo budur. Bu pikniğimizle bir nebze de olsa İstanbul’daki dağılan, uzaklaşan halkımızın bir araya gelmesine, çocuklarımızın, gençlerimizin birbirini tanımasına vesile oldu. Ben bu fikri projeye döktüğüm zaman binlerce börekçide Kürt Böreği ‘küt böreği’, ‘sade börek’, ‘tuğla böreği’ gibi isimlerle satılıyordu. Bu benim çok ağırıma gidiyordu. Bunu projelendirdiğimizde artık börekçilerin tabelalarında da Kürt Böreği ismini görmeye başladık.”
Son olarak börekçi esnafına seslenen Gökçe, artık bu saatten sonra tüm tabelalarda Kürt Böreği’nin kendi orijinal ismiyle yer alması gerektiğini söyledi. Gökçe, festivale katılan börekçi esnaflarına ve yurttaşlara teşekkür etti.
“Hak Arayanların Takipçisiyiz”
KAYY-DER Eşbaşkanı Bilsen Özdoğan, KAYY-DER’in asimilasyon politikalarına karşı durmanın adı olduğunu belirterek “Kadının, emekçinin, yoksulun, depremzedenin, gencin ve yok sayılanın yanı başında olmak bir sözdür bizim için. Sadece bulunduğumuz coğrafyada değil, Kürdistan coğrafyasında da hak arayanların takipçisiyiz. Onların direnişlerini takip ediyor, şiarlarını şiar biliyoruz. Tıpkı Jîna Emînî’nin İran’da molla rejimine karşı büyüttüğü çığlık gibi. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ ‘, “Varız vardık, var olacağız” diye konuştu.
(HDP ve YSP Heyeti- Milletvekilleri)
“Mesele Sadece Kürt Böreği Meselesi Değildir”
Festivale Halkların Demokratik Kongresi (HDK) eş sözcüsü ve Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, Yeşil Sol Parti milletvekilleri Ömer Öcalan ve Ömer Faruk Hülakü, HDP ve Yeşil Sol Parti İstanbul il yönetiminden oluşan kalabalık bir heyet de katıldı.
(Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü)
Yeşil Sol Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, etkinlik için KAYY-DER yönetimine ve emekçilerine teşekkür ederek konuşmasına başladı. Hülakü, KAYY-DER’in kültürel, kimliksel, ekolojik ve toplumsal sorunlarda tüm duyarlılığı ile hareket eden tüm etkinliklerini ve organizasyonlarını bu doğrultuda yapan bir dernek olduğunu söyledi. KAYY-DER’in çalışmalarının taktir edildiğini ve örnek gösterildiğini söyleyen Hülakü şöyle devam etti: “Bugün de burada bu anlamlı günde bir araya gelmemiz gerçekten gurur verici bizim için. Kimlik kırımının ve kültür kırımının yaşandığı bir dönemde KAYY-DER’in bu tür etkinlikler yapması bizler için gurur kaynağıdır. Mesele sadece Kürt Böreği meselesi değildir. Mevcut iktidar gerçekten büyük bir kimlik kırımı politikasıyla bizi karşı karşıya getiriyor, bizi sürgünlere yolluyor. Bizler bugün sizin gibi dernek çatısı altında duyarlı, örgütlü olduğumuz sürece bu mücadelemiz her zaman için devam edecektir. Sadece mesele dil kırımı değildir. Bakın biz 1921 Anayasasında kendi kimliğimiz ile girdiğimiz meclise bugün 1924 Anayasası ve devamındaki anayasalarla yok sayıldık. Kimliğimiz yok sayıldı, bizi sürgünlere yolladılar. Tam yüz yıldır biz bununla mücadele ediyoruz. Ama bunu bilin ki önümüzdeki yüzyıl bizlerin yüzyılı olacak ve bu mücadelemiz bu örgütlü yapılarla devam edecektir. Hepinize çok teşekkür ediyoruz böyle bir etkinlik düzenlediğiniz için.”
Festivale siyasi parti temsilcilerinin yansıra yöre dernekleri temsilcileri, yazarlar ve Kürt Böreği işletmecileri de katıldı. KAYY-DER Eşbaşkanları bazı katılımcılara plaket verdi.
Kürt Böreği Tarihi
Festival organizasyonu için 3 aydır çalışmalar yürüten festival hazırlık komisyon üyeleri de sahneye çıkarak katılımcıları selamladı. Komisyon sözcüsü Aziz Enül, Kürt Böreği’nin yapılışı ve tarihçesi üzerine bir konuşma gerçekleştirdi ve Kürt Böreği’nin duayen ustalarını andı. Bingöl yöresinin yağlı kömbesinin Rengo Mehmed’in (Bileceli Mehmet Efendi)bereketli elleri ile gastronomide bir değere dönüştüğünü söyleyen Enül “Bugün burada beraber olmamıza vesile olan başta Rengo Memed olmak üzere, Ali Efendi, Rıza Efendi, Delil Efendi… ve meslek şehitlerimizi hepsini rahmetle yad ediyorum. Rengo Mehmet 1890 yılında Kığı ilçesine bağlı Bilece köyünün Alikan mezrasından İstanbul’a gelir. O zaman Kığılıların, Karakoçanlıların ve Bilecililerin mekânı Kasımpaşa’dır. Burada yükleme ve boşaltma işlerinde çalışmaktadırlar. Rengo da diğer hemşerileri gibi çalışmaya başlar, fakat bu iş Rengo’ya ağır gelir. Rengo işi bırakmak ister bunu fark eden Bileceli hemşerileri Rengo’nun köye dönmemesi için kendilerine kumanyada yemek hazırlama görevi verirler. Rengo‘nun tek bildiği şey yağlı kömbedir yani yağlı pağaçtır. Rengo’nun yağlı kömbesini yiyen civardaki Ermeni ve diğer yabancı işçiler bunu çok beğenirler ve kendilerine de yapılıp satılmasını isterler. İşte böylece Kürt Böreği’nin ilk ticari adımı atılmış olur. Rengo bu böreğini kendisi yapıp işletmesi Ermeni ve Rumlar tarafından yapılan ekmek fırınlarında pişirerek sabun kalıbı şeklinde keserek satışını yapar. İnsanlar bu kömbeyi hem besleyici hem tok tuttuğu için çok severler ve ‘nereden aldın?’ diye sorduklarında da ‘Kürt’ten aldım’ yanıtı da isim babası olur. Rengo kısa zamanda işinin artması ile kendi fırınını açmaya karar verir. Kumkapı’da yerini açar ve köye haber salar gelenlere barınma imkânı sağlar. Hem mesleği öğretir hem İstanbul’un en işlek yerlerinde seyyar tablalarda satış yaptırır. Birinci dünya savaşı sırasında yağ ve un kıtlığından dolayı meslek sekteye uğrasa da kısa sürede yeni fırınların açılmasıyla gelişimini sürdürür. Başta Bingöllüler olmak üzere Karakoçanlılar, Dersimliler, Muşlular da meslekte yerini alır. Önceleri Kürt Böreği sadece kürek ve el arabaları ile satılırken 1970’lere gelindiğinde ilk Kürt Böreği restoranı açılır. Bu bizim mesleğin dönüşüm noktasıdır. Bugün yeni jenerasyon ile mesleğimiz daha iyi günlere gelmekte ve İstanbul’da yaklaşık olarak 5000 Kürt böreği işletmesi bulunmaktadır. Bizler kadim Mezopotamya halkları olarak hep çok kültürlülükle beslendik.
Bunların hep savunucusu olduk, mücadelesini verdik. Bu uğurda nice bedeller ödedik. Fakat bizler hep sömürülen, asimile edilmeye zorlanan taraf olduk. Bunun en çarpıcı örneği de aşımız, işimiz değerimiz olan Kürt Böreğidir.1980 faşist cuntasının girişiyle Kürt Böreği kelimesinin ‘r’si çalınarak Küt Böreği olarak lanse edilmeye başlandı. Ama bizler bu Kürt Böreği’nin emekçisi, bu mesleğin duayeni olarak her şeyden önce Rengo Mehmet’in hemşerileri olarak asla ve asla buna müsaade etmeyeceğiz.”
KAYY-DER Kadın Müzik Grubu Yoğun İlgi Gördü
Festival, yapılan konuşmalardan sonra sanatçıların sahne alması ile devam etti. Sanatçılar Alican Bilgin, Merwan Tan, Cahit Şer, Ufuk Yılmaz ve Koma Jinên KAYY DER korosu birbirinden güzel ezgiler seslendirdi.
KAYY-DER kadın müzik grubunun performansı dinleyicilerden yoğun ilgi gördü.
Kültürümüzü Savunmaya Devam Edeceğiz
Festivali Munzur Press’e değerlendiren KAYY-DER Eşbaşkanı Ahmet Tüzün, festivalin oldukça güzel geçtiğini belirtti ve KAYY-DER olarak kültürlerini, doğalarını, toplumsal değerlerini savunmaya ve yaşatmaya devam edeceklerini söyledi. Tüzün, “Çok güzel bir festival oldu. Yaklaşık 2500 kişi katıldı. Geleneksel hale getirdiğimiz Kürt Böreği Festivali ile hem kendi kültürümüzü yaşatıyoruz hem de kendi topraklarından koparak metropollere dağılan halkımızı bir araya getiriyoruz. Festivalimize yoğun ilgi gösteren halkımıza KAYY-DER adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Kültürümüzü, doğamızı, yaban canlarımızı savunmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Festival halay ve zılgıtlarla sona erdi.
[…] İstanbul’da 6. Kürt Böreği Festivali Düzenlendi Kürt Böreği mi, Küt Böreği mi? […]