FIRAT BULUT / BİNGÖL
Üç tarafı dağ ve tepelerle çevrili düz zemin üzerindeki gölde birbirinden bağımsız üç ada bulunuyor. Turna Gölü (Gole Kuling) olarak da bilinen göl, üzerindeki adaların rüzgârın etkisiyle ya da insan müdahalesiyle sal gibi hareket etmesi nedeniyle ‘Yüzen Adalar’ ismini almış.
Her yıl çevre iller başta olmak üzere yurt içinden ve yurt dışından binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Yüzen Adalar, bu yılda havaların ısınmasıyla yoğun ilgi görüyor.
Yüzen Adalar bugünlerde ‘yeterince korunamadığı ve risk altında olduğu’ tartışmaları ile de gündemde. Adalar, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Doğa Koruma ve Mili Parklar Müdürlüğü’nce 2003 yılında tabiat anıtı ilan edilerek koruma altına alınmıştı.
Dünyadaki ve ülkemizdeki Yüzen Adalar’dan farklı olarak ‘üzerinde ağaç yetişen tek yüzen adalar’ olma özelliğine de sahip tabiat anıtının nasıl korunduğunu yerinde gözlemlemek için yola koyuluyorum.
Adaların üzerine çıkmak serbest mi?
Yüzen Adalar şehir merkezine 45 kilometre, Bingöl-Solhan karayoluna 5 kilometre mesafede bulunuyor. Solhan ilçesine giden bir minibüse bindikten sonra internetten de biraz araştırayım diye Bingöl Valiliği’nin resmi sitesine bakıyorum; vah ki vah! Yüzen adalar hakkında ‘üstüne binildiği zaman sal gibi her tarafa hareket etmektedir’ ifadelerine yer verilerek adeta adaların batırılmasına davetiye çıkarılmış.
Her yıl kentin yüksek kademeli yöneticilerinin, Bingöl’e gelen bakan ve siyasetçilerin Yüzen Adalar’ın üzerine çıkarak poz verdiği, yeni evlenen çiftlerin de tabiat anıtına giderek adalar üzerinde poz verdikleri biliniyor. Ama yine de sormak gerek; Sayın Vali, koruma altına alınan yüzen adaların ‘üstüne binmek’ serbest mi?
Ulaşım
Yaklaşık bir saat süren yolculuktan sonra Hazarşah Köyü yol ayrımında iniyorum, kaldı 5 kilometre! Yolun kalan kısmını yer yer yürüyerek yer yer otostop çekerek bir saatte tamamlayabiliyorum. Yolculuğun özeti: Yüzen Adalar’a rahat ve hızlı ulaşım sağlamak için özel araçlar dışında seçenek yok.
Bir doğa harikası
Bingöl’ün sembol yerleri arasında sayılan Yüzen Adalar gölün çevresindeki eskiden sazlık, bataklık olan kütlelerin kopması ile oluşmuş. Yosun, bitki kökleri ve toprağın kenetlenmesi ile meydana gelen adaların kalınlığı insan boyu kadar. Çayır, ayrık ot ve çeşitli bitkilerin yetiştiği adalardan en büyüğünün üzerinde ağaçlar da var.
Yüzen Adalar’ın turizme kazandırılması için gölün çevresine seyir terası, yürüme bandı, oturma yerleri, kamelyalar yapılmış. Tabiat anıtının girişinde bulunan kafeterya ve göl çevresindeki tepeye kurulan 25 kamelyanın işletmesi ihale ile köylülere verilmiş. Çevre temizliği ve adaların güvenliğini işletmenin ihalesini alan köylüler üstlenmiş.
“İnsanlar adaların üstüne çıktığında toprak aşınıyor”
Yaklaşık 10 yıldır orada bulunan bir işletmede çalışan Sedat adlı yurttaş, yüzen adaların 3 adetten oluştuğunu ve alanın koruma altına alındığını belirterek adaların üzerine çıkmanın neden yasak olduğunu şu cümlelerle açıklıyor: “Gelen ziyaretçilerin adaların üstüne çıkması yasaktır. Bunun sebebi ise toprak yumuşak zemin olduğu için altı su olduğu için insanlar üstüne çıktığında toprak zamanla aşınıp tahrip oluyor. Gölün derinliği yaklaşık 60 metre… Misafirler adaların üzerine çıkamadığı için sürekli sıkıntı yaşıyoruz.”
Herkes çevre kirliliğinden şikayetçi
Yapılan çevre düzenlemesi ile her ne kadar Yüzen Adalar’ın ziyaretçi potansiyeli arttırılsa da alt yapı sorunlarını göze çarpıyor. Ziyaretçilerin en çok şikayet ettiği konu çevre kirliliği ve hijyen sorunu…
Almanya’dan ailesi ile birlikte gelen Mehmet isimli yurttaş elindeki boş şişeleri göstererek çöp kutusu bulamadığını ve her yerin pislik içinde olduğunu söylüyor. Yüzen Adalar’a ilk defa geldiğini belirten Mehmet şöyle konuştu: “Doğası güzel ama maalesef ortalık pislik dolu. İnsanların duyarsızlığı, çöp bidonlarının olmayışı… On dakikadır şişeleri elimizde taşıyoruz. Bir çöp bidonu bulamıyoruz burada.”
Yetkililere çağrıda bulunan Mehmet, tabiat anıtına gerekli ilginin gösterilmesi ve özellikle temizlik konusunda insanların bilgilendirilmesi ve çevrenin temiz tutulmasını istiyor.
“Doğal zenginliğimizi korumalıyız”
Mardin Kızıltepe’den çok merak ettiği Yüzen Adalar’ı görmek için gelen Fırat adlı vatandaş ise manzaradan oldukça memnun. Fırat şöyle konuştu: “Gerçekten güzel bir görüntü. ‘Yüzen ada, yüzen ada’ diyorlardı. Geldim, gördük Yani gerçekten de yüzüyorlar. Nasıl yüzüyorlar, nasıl suyun üstünde duruyorlar diye merak ediyorduk.”
Adaların üstüne çıkınca batıp batmadıklarını da merak ettiğini belirten Fırat, “Koruma altına alındıkları için üstüne çıkmamıza izin vermediler. Ama gerçekten gelip görmek isteyenlere tavsiye edebileceğimiz bir yer. Görüntü olarak baktığımızda sararmış otlar görünüyor. Muhtemelen insanlar sürekli üstüne çıktıkları için bastıkları için sararmıştır otlar. Koruma altına alınması, bence güzel bir davranış, desteklenmesi gerekir. Bu şekilde yeşil durması, koruma altında olması iyidir. Bizim alanımızdır, doğal zenginliğimizdir” diyerek sahip çıkılması çağrısı yaptı.
Bingöl merkezden gelen Esat Akşanlı adaları daha önce de ziyaret etmiş. Yaz sezonunda daha güzel bir görüntü olduğunu söyleyen Akşanlı, “Gerçekten hem bakımı hem insanlara hitabı hem havası güzel. Gelmeyenlere özellikle tavsiye ediyorum. Bingöl’ümüze böyle bir eser kazandırılması gurur verici” diyerek memnuniyetini dile getiriyor.
“Devlet ‘yasak’ diyor millet inanmıyor”
Akşama kadar çöp topladığını söyleyen Yakup Amca da işletmeci olarak çevre kirliliğinden şikâyetçi. Ziyaretçilerin para karşılığında adalara çıkmasına izin verildiği iddialarını reddeden Yakup Amca, gelenlerin kendilerini adaların üzerine çıkma konusunda sıkıştırdığını, izin vermedikleri için de şikâyet ettiklerinden dert yanıyor.
Tabiat anıtının girişindeki kafeterya ve kamelyaların işletmesini ihale ile aldıklarını belirten Yakup Amca şöyle konuşuyor: “Ben sadece kamelyalar için gelenlerden para alıyorum. Buraya piknik yapmak için gelenler Yüzen Adalar’ın üzerine çıkmak için kapıyı açmamızı istiyor. Açmadığımızda kızıp geri gidiyorlar. Bugün de 4-5 kişi kızıp geri gitti… Sabah 9’da ben buraya geliyorum. Sabah geliyorum burası doludur, adalara çıkmışlar. Dışarı çıkarıyoruz kızıyorlar. Ben ne yapayım devlet ‘yasak’ dedi, biz mecburuz. Devlet dedi ki ‘burası yasaktır’, biz açamıyoruz ama millet inanmıyor. Adam diyor, “Ben 5 kilometre gelmişim”.
Adalar risk altında
Yüzen Adalar Tabiat Anıtı’ndaki en büyük sorun ziyaretçilerin adaların üstüne çıkması ve çevre kirliliği. Seyir terasından yeşil ve mavinin kesiştiği görsel şöleni seyrederken, bizzat tanık oluyorum ziyaretçilerin gölün çevresindeki tahta çitlerden atlayarak göl alanına girmelerine.
İşletmecilerin tabiat anıtına gelen her ziyaretçiyle kavga mı etmesi gerekiyor. Dünyada eşi benzeri olmayan yüzen adalar buraya gelen insanların duyarsızlığı yetkililerin ilgisizliğinden dolayı risk altında. Bingöl’ün tek tabiat anıtı ziyaretçilerin ve işletmecilerin insafına bırakılmamalı.