Drone: Yaban hayatı için yeni bir tehdit mi?

featured

Yaban hayatı ve yaban hayvanları birçok doğa fotoğrafçısı ve gazetecinin ilgi alanında. Peki dron kullanımında yaban hayata ve hayvanların doğal ortamlarına zarar vermeyecek şekilde hareket ediliyor mu?

Duygu KIT/DERSİM 

Dronlar uzun yıllardır askeri uygulamalar için kullanılmakta, ancak son yıllarda daha uygun fiyatlı tasarımlar, dronları ticari ve eğlence amaçlı kullanımları için daha popüler hale getirmiştir. Tarza bağlı olarak, insansız hava araçları gözetim, denetim, fotoğraf, video ve diğer uygulamalar için kullanılabiliyor. Drona kolay ulaşım imkânıyla birlikte yetkisiz birçok insanın merak ve eğlence sebebiyle, bilimsel ve koruma amaçlı olmadan sadece görsel ve sosyal medya kullanımı için tercih etmesi de doğadaki canlıları ayrıca tehdit ediyor. Daha fazla teknoloji yaban hayatı ile kesişirken bu kesişmede hem büyük zarar hem de büyük yarar potansiyelinin bulunduğu açık. Dronların yaban hayatı üzerinde sahip olabileceği olumsuz ve olumlu etkileri anlayarak, bu yenilikçi teknolojinin mümkün olan en iyi şekilde kullanılmasını nasıl sağlayabiliriz? Konunun uzmanlarıyla tedbirler ve olumsuzluklar üzerine görüştük.

Ahmet Emre Kütükçü: “Dronun yaban hayatına etkileri üzerine bilimsel çalışmalar artırılmalı”

WWF Yaban Hayatı Uzmanı Ahmet Emre Kütükçü dron kullanımının yakın zamanda başlayan bir faaliyet olduğu için yaban hayatına olumsuz etkilerine yönelik bilimsel anlamda pek bir çalışma olmadığını söylüyor ve şunların altını çiziyor. “Çekilen ve yüklenen bazı videolarda gördüğümüz olumsuzluklar var. Dronun rahatsız edici etkisi türden türe göre değişir. Kimisi çok tepki verir kimisi hiç tepki vermez. Şu gerçek ki özellikle yaban keçisi gibi türler yavrulama dönemlerinde yavrusu ya da sürüsüyle bir anda paniğe kapılıp girmeyecekleri bir alana giriyor ve yavru sürüden kopabiliyor. Yine bu ayı için de geçerli. Yavrular dronun neden olduğu panikle annesinden ayrılabilir. Dediğim gibi bunu hayvanlar nasıl algılıyor, hayvanlar için ne kadar olumsuz bir tarafı var bunun için daha çok bilimsel çalışmaya ihtiyaç var ama görünen o ki ısrarcı takiplerde bazı türler için rahatsız edici etkisi var.”

Ahmet Emre Kütükçü 

Kütükçü dron kullanımının birçok doğa koruma faaliyetinde olumlu şekilde kullanıldığını da vurguluyor. “Bir türün popülasyonu, ilgili alandaki varlığını tespit etmede özellikle alanın karadan ulaşımı zorsa yani hayvanların takibi için zor bir alansa o aşamada drondan faydalanılıyor. Hayvanın oradaki popülasyon durumunu tespit etmek için önemli veriler alınabiliyor dronla. Ya da olumsuz insan faaliyetlerini gözlemlemek için, kaçak avcılıkla mücadele için çok işe yarıyor. Almanya’daki bazı tarım alanlarında gizlenen yavru karacaların hasat sırasında tespit edilip zarar görmesini engellemek için de dronlardan faydalanılıyor.” diyen Kütükçü sadece görsel elde etmek için yapılan, herhangi bir koruma faaliyeti içermeyen dron uçurmalarında dronun hayvanların çok yakına indirilmesi önemli bir stres kaynağıdır diyor.

Lider Sinav: “Drone kullanımının etik kodlarının belirlenmesi gerekiyor”

Uzman biyolog ve kuş gözlemcisi Lider Sinav dron kullanımının özellikle dronun hayvanları rahatsız ettiği koşullarda sorun olabildiğini söyleyerek, bu gibi durumlarla da sık sık karşılaşıldığını vurguluyor. Sinav, “Yuvalama alanlarına çok yakın yerlerde yüksek sesli dronların uçurulması hem dronun özellikle sesinden dolayı hem de kendi varlığından dolayı türleri rahatsız ediyor, çünkü tehdit olarak algılanabiliyor. Bazı durumlarda kullanıcılar türleri dron ile takip etmeyi tercih edebiliyorlar. Bu durumda hayvan çok fazla yorulabiliyor bu da bir tehdit unsuru olabilir.” diyor. Özellikle türlerin üreme döneminde ya da üreme davranışlarının görüldüğü alanlarda dronun kullanılmaması gereken bir ekipman olduğunu vurgulayan Sinav, “Ancak üreme dönemi dışında da türleri takip ediyorsanız dronla takip mesafesini korumanız gerekiyor ve hayvanların rahatsız olup olmadığını dikkate almanız gerekiyor aksi halde hayvanların yorulmasına ya da başka sorunlu durumlara sebebiyet verebilirsiniz. Bu gibi durumlar ne yazık ki Türkiye’de de karşımıza çıkıyor o yüzden dron kullanımının etik kodlarının belirlenmesi gerekiyor.” diyerek özen çağrısında bulunarak dron teknolojisinin canlı türlerinin araştırılmasında umut vadettiğini ve gelecek yıllarda olumsuz sonuçlar doğurmadan yaban hayatın araştırılmasında kullanılma ihtimalinin de olduğunu ekliyor.

Lider Sinav

Murat Özel: “Yaban hayatını rahatsız etmeden çalışma yapmalıyız”

Tunceli Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube çalışanı Murat Özel ise dronun yaban hayvanlarını büyük ölçüde rahatsız ettiğini vurgulayarak, “Yaban hayatını izlemede yapmamız gereken mümkün mertebe yaban hayatını rahatsız etmeden, mümkünse uzaktan fotoğraf makinesi ile çekim yapmaktır. Dron yaban hayatını rahatsız ediyor bunu kendim de gözlemledim. Bütün hayvanlar dronu tanımadılar ve mutlak surette rahatsız oldular. Sahada mümkünse uzaktan izleme yapılabilir. İzleme yapılırken de kesinlikle yer ve koordinat yani hayvanın yerinin tahmin edileceği şekilde fotoğraflarının çekilmemesi ise ayrıca çok önemli.” diyor.

Serhat Ozan Yıldırım

Serhat Ozan Yıldırım: “İyi bir görüntü hayvanın psikolojisinden kıymetli değil”

Uzun yıllardır Dersim’de gazetecilik yapan ve dron kullanan Serhat Ozan Yıldırım ise doğanın insanlar için stres atacakları bir yer olarak görünmesine karşın aslında yaban hayatının ve endemik türlerin evi olduğunu belirterek söze başlıyor. Yıldırım dron kullanımına ilişkin şunları kaydediyor, “Ben de beş yıldır dron kullanan bir operatör ve gazeteci olmama rağmen ilk süreçlerimde yaban hayatını dronle çekmek için hevesliydim. Bir yaban keçisini görüntülemek harika bir görsellik sunuyordu ama düşündükçe o iyi görüntüyü yakalamanın canlıların psikolojisinden önemli olmadığını anlayabiliyorsun. Ya da onu görüntülemek için yakından uçuş yapmana gerek kalmıyor. Dronlar özellikle kuşlara çok ciddi zarar veriyor. Sesi kuşları korkutarak, yuvalarını terk etmelerine neden oluyor. Kuşları strese sokuyor. Ayrıca kendi yaşadığımız şehirden örnek verecek olursam, bahar aylarında Munzur ve Pülümür vadisinde yaban keçileri ve ayıların yavruları dünyaya geliyor. Anneleri o yavruları doğaya adapte etmeye çalışıyor. Onlar kendi yaşam alanlarında beslenme alışkanlığı kazanırken keyif için bir dron tepesinde yüksek sesle uçuyor ve o canlılar stres içerisinde dengesini kaybediyor. Bu davranışın birilerinin kendi evimizde bize karşı yaptığını düşünürsek aslında sorunu daha iyi anlayabiliriz. Ülkemizde dronlar gelişi güzel bir şekilde satışı yapılmamalı, yapılıyorsa da ‘yasaklı bölge’ dediğimiz uçuş yapamadığımız alanlara yaban hayatını da eklemeliyiz.”

Drone: Yaban hayatı için yeni bir tehdit mi?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Munzur Press ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!