Diyarbakır’da deprem sonrası: Yaşamak burada biraz korku duvarı

featured

İnanç YILDIZ- DİYARBAKIR
Kahramanmaraşlı merkezli depremin etkilediği illerden birisi de Diyarbakır. Kentte şehir merkezinde 6 bina yıkılırken ilçe ve köylerde ise 14 yapı yıkıldı. Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun 12 Şubat saat 11:00’de açıkladığı verilere göre; yaşamını yitiren 312, toplam yaralı 902, taburcu olan 804, yoğun bakım 38, yatan hasta 98 kişiydi. Yine aynı saatlerde açıklanan arama kurtarma çalışmalarına dair bilgilere göre ise, Hisami, Yoldaş ve Işık Apartmanındaki çalışmaların tamamlandığı, Galeri-1, Galeri-2, Serin ve Sözel Apartmanındaki çalışmaların devam ettiği, enkazlarda yaklaşık 110 kişinin olduğu bildirildi. 

diyarbakir8002

Yıkılan binalarda arama kurtarma çalışmaların devam ettiği kentte çok sayıda binada hasar görmüş durumda. Depremin ilk saatlerinden itibaren yurttaşlar, yoğun olarak köylerine gitti. Şehir merkezinde kalanlar ise, evlerde, yurtlarda, fabrikalarda, spor salonlarında, tren vagonlarında, okullarda ve AFAD tarafından çeşitli parklara kurulan çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Kentte bulunan sivil toplum örgütleri, iş insanları, sendikalar, taraftar grupları ve siyasi partiler ile gönüllülerin oluşturduğu dayanışma ağı ile yurttaşların ihtiyaçları giderilmeye çalışılıyor. 

diyarbakir8003

“BENİM BİR BUÇUK YAŞINDA ÇOCUĞUM VAR, ÜSTÜ LEŞ GİBİ”

Deprem olduğundan bu yana ailesiyle dışarıda olduğunu söyleyen Kamil Küçüker, 2 gün Bağlar Körhat Parkında kaldıklarını sonra Sümer Park’a geldiklerini ancak çadır verilmediği için tren vagonlarında kaldıklarını dile getiriyor. Küçüker, “Vagonlarda klimaları açıyorlar, sıcaktır, güzeldir. Gönülseverler burada yardım yapıyor, gereken bütün ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyorlar. Yemeğimiz olsun, suyumuz olsun, içeceğimiz olsun, bebek bezi, maması olsun, ne olursa olsun yardımcı oluyorlar. Tabi buna bir de AFAD’ın el atmasını istiyoruz. Gerekirse çadır, gerekirse başka şeyler. Şuan benim bir buçuk yaşında çocuğum var, üstü leş gibi. Elbise desteği bekliyoruz. Şu an ayakkabılarım berbat şekilde” diyor. 

Diyarbakır'da Deprem

“EVİMİZE GİREMİYORUZ, KORKUYORUZ, HER TARAFI ÇATLAMIŞ”

Depremde az kalsın canlarından olacaklarını söyleyen Abdulselim Koç, sabaha kadar dışarıda kaldıklarını dile getiriyor. Depremde eşi ve oğlunun fakülte hastanesinde olduğunu belirten Koç, hastanede çatlaklar oluşması üzerine tedirgin olduklarını ve bunun üzerine bütün ailesini toplayarak çadıra geldiklerini ifade ediyor. Koç, “Yaşamak burada biraz korku duvarı. Evimize giremiyoruz, korkuyoruz, her tarafı çatlamış” diyor. 


“ÇADIRDA SOĞUKTAN AYAKTAN AYAKLARIM ŞİŞMİŞ”

Şuan 25 kişi çadırda kaldıklarını ve zor durumda olduklarını söyleyen Koç, “Yer dardır, çadır yoktur, istedik, ‘şimdi yoktur, sabır edin’ dediler. Nereye kadar sabır edeceğiz. Ayaklarım ağrıyor, yatamıyorum. Hastamız var, eşim, halam hastadır. Hasta olmayanda burada hasta olmuş. Zor durumdayız yani. Daha artık ne yapacağız bilemiyorum. Bize yardımcı olsunlar. Battaniye getiriyorlar, yetişmiyor bize, bir tane aldım, 20-30 kişi saldırdır bana. Çıktım geldim ne yapayım. Tek tek gelip çadırlara dağıtsalar o zaman zaman güzel güzel faydalanıyoruz. Ama araba geliyor ondan sonra komple insanlar yığılıyor üzerine. 2 tane battaniye var, elektrik soba var, odun falan yakıyoruz, soğuktan ayaktan ayaklarım şişmiş. Ne yapacağım bilmiyorum” diyor. 

“SESİMİZİ DUYSUNLAR, ÇADIR VE ISINMA İŞİNE EL ATSINLAR”

Acılarının büyük olduğunu söyleyen Musa Kaya, bekledikleri desteği bulamadıklarını belirterek, “Çadır sıkıntısı yaşıyoruz. Bazı vatandaşlarımız çadırda beklerken battaniye sıkıntısı yaşıyor. Burada sıcak yemek beklerken soğukta beklemek biraz zor. Bazı vatandaşlarımız çok mağdur bir durumda. Aileler vardır, 5 kişi yakınını kaybetmiş. Kalanların psikolojileri bozulmuş. Hepimizin psikoloji bozulmuş. Ama bazı yerlerde daha zor durumdadır. Devlet büyüklerimize sesleniyoruz. Sesimizi duysunlar. Bir an önce çadır, ısınma işine el atsalar çok iyi olur” diyor. 

“DAĞITILAN YİYECEĞİ YESEN DE İÇİMİZ BUZ GİBİDİR”

Depremde yakınları kaybeden Ferdan Kaya’nın evi de hasar görmüş. Kalacak bir yer bulamayan Kaya ailesi, Koşuyolu Parkı’nda çadır kurulan alana kamyonetlerini çekip, üstünü çadırla kapatarak, kalmaya başlıyor. Bir gün sonra polisler tarafından kamyonet park alanından çıkarılarak, ceza kesiliyor. Sonrasında ise kendileri derme çatma bir çadır kuruyorlar. Ortam şartlarının kötülüğünden dolayı SMA hastası bir çocuklarını ise hastaneye yatırıyorlar. Korktukları için evlerine giremediklerini söyleyen Kaya, “Biz iki aile çadırda 14 kişi kalıyoruz. Bizim halimizi görün, duyun, destekçi olun bize bir çadır verin. Biz arabamızı buraya getirdik, park ettik ona da ceza kestiler bizim yüzümüzden. Niye ki arabanın içinde kalıyorsunuz. Yer yoktur, benim ikizlerim var, biz nereye gideceğiz? Biz mecbur burada kalacağız. Biz o arabayı kaldırdık, cezayı nasıl ödeyeceğiz? Biz kalkmışız çadırı bu şekilde kurmuşuz, Allah razı olsun millet bir soba vermiş, elektik çekmiş biz oturuyoruz, başımızı sokuyoruz. Soğuktur, hasta olmuşuz hastaneye gitmişiz, bir sürü ilaç yazmışlar bize. İsteğimiz bir çadır versinler bize, başımızı sokalım. Bak çocuklarımızı haline, elleri buz gibi olmuştur. Bir çadırımız olsun, sıcak yer olsun. Yiyecek desen dağıtıyorlar ama soğuktur. O yiyeceği yesen de içimiz buz gibidir” diyor. 

“KÜÇÜK ÇOCUKLARIMIZ BURADA HASTA OLUYOR”

Aynı çadırda kalan diğer aileden Fatma Kaya’da bir çadır istediklerini vurgulayarak, “Küçük çocuklarımız burada hasta oluyor. Yarın öbür gün yağmur yağarsa bilemiyorum, biz de öyle kalmışız. Evimiz hasarlı olduğu için giremiyoruz. Bu çadırda olmuyor. Sabaha kadar oturuyoruz. 14 kişi nasıl buraya sığar. 7 kişi yetişkindir diğerleri de çocuktur. Durumumuz böyle. Sadece bir çadır istiyoruz” diyor. 

“GÖZÜMÜZE UYKU GİRMİYOR”

Evlerinde baya hasar olduğunu söyleyen Mahsum Kocakaya, muhtemelen gittiklerinde mühür vurulacağını belirterek, dışarıda mahsur durumda kaldıklarını dile getiriyor. Herkesin elinde gelen yardımı yaptığını ifade eden Kocakaya, şuan için kendileri için önemli olanın çocukların olduğunu söyledi. Kocakaya, “Bir çorapta olsa, ayakkabıda olsa görüyorsunuz zaten hallerini yırtıklar içindeyiz. Hiç birşey üzerimizde kalmamış. Geçim zor, yapamıyoruz. Gözümüze uyku girmiyor, çocukları yatıralım başka bir şey istemiyoruz” diyor. 

“BELEDİYELERE KAYYUM ATANMASIYDI BÖYLE OLMAZDI”

Depremde evlerinde çatlaklar oluştuğunu, merdivenlerin eğildiğini ve korkudan gidemediklerini söyleyen Nizamettin Şin, çadırda kaldığını belirtti. Şin, “Hiçbir sosyal güvencem, emekliğim yok. Çocuğum inşaatlarda amelelik yapıyor, bize bakıyor. Kirada oturuyoruz, 1500 lira kira veriyoruz. Şu an çadırda rezillik çekiyoruz. Vali yok mu? Kaymak-makam yok mu? Bizim belediyelere hep kayyum atanmış. İmkânı olsaydı böyle olmazdı. Ben böyle düşünüyorum. Devlet böyle midir? Eğer bu deprem batıda olsaydı, böyle olmazdı, devlet bakardı. Doğu, güneydoğu biz vatandaş değil miyiz? Biz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız” diyor. 

“ÇOK ŞÜKÜR BİZ YAŞIYORUZ AMA ONLARIN DURUMU KÖTÜ”

Eksiklerinin olduğunu ama idare ettiklerini söyleyen Naciye Akkaya, bir çadırda 4 aile 15 kişi kaldıklarını belirtti. Gecelerinin çok soğuk olduğunu ifade eden Akkaya, “Bir sabah kalktım, sesim gitmiş. Kalktık oğlum biraz ateş yaktı, ısındık” diyor. Evlerinin durumunu bilmedikleri ama 2’inci kat olduğu için yıkılması durumda altta kalma korkusu ile 2 gün pikapta kaldıkları ve sonrasında kendilerine çadır verildiğini söyleyen Naciye Akkaya, “Bizim durumumuz yine iyidir. Allah Maraş’ta, etrafında yıkılan kentlerde onlara yardım etsin. Çok şükür biz yaşıyoruz ama onların durumu çok daha kötü. Ben her gün onlara dua ediyorum. Burada da bizim akrabamız 10 kişi ölmüş, bir kişi sağ çıkmış. Korkuyorum, bazen burada sanki yer sallanıyor. Çocuklar, ‘anne senin psikolojin bozulmuş’ diyor. Ben o gün nasıl çıktım, bilmiyorum. Elimi duvar verdim, gittim geldim. Ne ayakkabı ne bir şey öyle kaçtım. Sonra sakinleşince çocuklar bir şey getirdi” diyor. 

Diyarbakır’da deprem sonrası: Yaşamak burada biraz korku duvarı

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Munzur Press ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!