Sevim KAHRAMAN/DERSİM
Ayşe Sürme Aylu, bir köşesini atölyeye çevirdiği evinde daha çok 18. yy kıyafetlerini günümüze uyarlayarak yeni tasarım ürünler ortaya çıkartıyor.
Ayşe Sürme Aylu 8 yıllık gazetecilik mesleğini bırakarak yeteneğinin peşine düştü ve çocukluğundan beri hayalini kurduğu tasarım elbiseleri dikmeye başladı.
Moda tasarımını öğrenmek için kurslara gittikten sonra ilk iş olarak kendi gelinliğini diken Ayşe Sürme Aylu, böylece yine işine de atılmış. Aylu, “Kendi gelinliğimi 200 liraya diktim. Daha ince detayları olan bir gelinlik dikmek benim için olağanüstü bir şeydi. Bunu yapabilmişsem her şeyi yapabileceğimi düşünüp bu işe giriştim” diyor.
Evinin bir yanını çalışmalarını yapmak üzere atölye olarak düzenleyen Aylu, “Kumaşıma baktığımda bunu resme dökmeye çalışıyorum. O renkleri bir araya getirip sanatsal kıyafetler ortaya çıkarmak istiyorum” ifadelerini kullanıyor. Daha çok 17. yy. ile 18 yy. Fransız ve Ortaçağ kıyafetlerini günümüze uyarlayan Aylu, tarihe bir yolculuk hissini de veren dönem kıyafetlerini dikerken heyecanlandığını söylüyor. Aylu, “Avrupa tarihini de araştırma fırsatım oldu. Döneme ait filmler izledim. O dönem kıyafetleri hala müzelerde sergileniyor. Daha çok sanatsal olduğu için bu tür kıyafetlere yöneldim” diyor.
“KADINLARIN DESTEĞİ BANA UMUT OLACAKTIR”
Evlendikten sonra Dersim’e yerleşen Aylu, Dersim’de her şeyin pahalı olduğunu ve istediği kumaşı bulamadığını belirtiyor. Bir yandan dikim yapıp bir yandan da mankene giydirdiği kıyafetleri sosyal medya hesabı İnstagram uygulaması üzerinden satışlarını yapan Aylu, kadınlara da çağrı da bulunuyor: “Kumaşlarımı şehir dışından getiriyorum. Bunların hepsi birer masraf. Tek başınayım. Büyük şirketlerle yarışamam. Özellikle kadınların bana destek vermelerini istiyorum. Bu bana umut katacaktır”