Demokrasinin en önemli unsurlarından biri seçimlerdir. Seçimlerin özgür ve adil bir şekilde gerçekleşmesi, demokrasinin işleyişi için hayati önem taşımaktadır. Taşıma seçmen uygulaması gibi haksız müdahaleler, demokrasinin temellerini sarsmakta ve toplumda güvensizlik yaratmaktadır.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Kars, Bitlis, Ağrı, Siirt, Iğdır, Şırnak, Hakkâri Cizre, Uludere, Bahçesaray Siverek birçok ilde ve ilçede taşıma seçmenle (kamu görevlisi taşınarak) seçime müdahale edildi ve birçok yerde DEM Partisinin kaybetmesine neden oldu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi bölge illerinde 31 merkezde 46 bin 901 taşımalı seçmen tespit ettiklerini duyurdu.
3 bin 824 asker ve polisin seçimlerde oy kullandığını Kars’ta DEM Parti, seçimi 3 bin 264 oy farkla kaybetti. Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Biz burada belediyeyi kazandık, belediyemiz gasp edildi” dedi.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, kentte ‘taşımalı’ olarak getirilen asker ve polislerin oy kullandığı okulda, “Hırsız var, hırsız var! Bu kentte hırsız var. Bu kentin iradesini gasp etmek istiyorlar” diyerek tepki gösterdi.
DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan adayı Öztürk Türkdoğan, Kürt kentlerinde 54 bin usulsüz seçmen kaydırıldığını ve kaydırılan seçmenin büyük bir kısmının güvenlik personeli olduğunu söyledi.
Halkların Demokratik Eşitlik Partisi (DEM) Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Sevda Çelik Özbingöl ve DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan adayı Öztürk Türkdoğan seçim güvenliğine dair basın toplantısı düzenledi.

Türkdoğan, Ağrı merkeze 4 bin 600, Bitlis Tatvan‘a 708, Diyarbakır Eğil‘e 1213, Diyarbakır Kulp‘a 1985, Hakkâri Çukurca‘ya 3 bin 602, Hakkâri Dereci‘ye 2 bin 107, Hakkâri Yüksekova Esendere‘ye 2 bin 19 seçmen, Şemdinli‘ye 2 bin 260, Iğdır merkeze 4 bin 598, Kars merkeze 4 bin 30, Siirt Eruh‘a bin 357, Siirt Kurtalan‘a bin 175, Siirt merkeze 6 bin 643, Şırnak merkeze 8 bin 287 seçmen kaydırıldığını belirtti.
DEM Partinin YSK’ya İtirazı
Türkdoğan, “itiraz etmişiz cevap ne verilmiş; ‘İtiraza konu kişilerin bir kısmının emniyet tedbirlerinin takviyesi için il jandarma komutanlığı emrinde bir kısmının ise tatbikat ve operasyon faaliyetleri kapsamında 3. Komando Tugayı emrinde görevlendirildiklerini ayrıca verilen seçmen listesinin yeterli olmayacağını itiraz edilen kişi bir adreste oturmuyorsa nerede oturduğunun delilleri ile ispat edilmesi gerektiğini’ belirtip reddetmiştir. (bianet.org)

DEM Parti Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının Adalet Bakanlığı’nın mesai bitimine 5 dakika kala yaptığı itiraz üzerine geri alındığını duyurdu. Van’da DEM Parti 14 ilçenin tamamında kazanarak tarihi bir başarı elde etmiş ve bu “kayyım sistemine karşı bir tepki” olarak değerlendirildi.
Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı gibi, Türkiye’de iki tür seçim yapıldı; birincisi Güneydoğu illeri ve ilçeleri, diğeri kalan diğer iller ve ilçeler…
DEM Parti ve AKP’nin yarıştığı neredeyse bütün il ve ilçelerde dışarıdan seçmen taşındı ve birçok ilde ve ilçede seçime AK Parti leyine müdahale edildi.
‘Taşıma Seçmen’ uygulamasına tepkiler
Bu uygulamalara karşı muhalefet cephesinden CHP Genel Başkanı Özgür Özel dışında henüz bir tepki gelmiş değil. Özel, “seçimde bizim başarı elde etmiş olmamız bu seçimin hakkaniyetli bir seçim olduğunu ispatlamaz. Zira, Doğu ve Güney Doğu illerinde taşınan seçmenlerle bir yerel seçim sonucunun değiştirilmeye çalışılması daha önce o seçmenlerin seçtiği belediyelere kayyum atanması gibi kötü bir girişimdir. Kesinlikle doğru bulmadığımızı o şehirde hiç yaşamamız belki de o şehirde hiç yaşamayacak kişilerin orada oy kullanmaya zorlanmasının ve böyle bir demokrasi ayıbına alet edilmeye çalışılmasının bütün yükümlülüğü, partiyi devletin, devleti partinin sanan anlayışa aittir.”

“Cep telefonlarımızda onlarca zorla orada oy kullanmaya yönlendirilen TSK personelinin yakınmaları vardır. TSK personelleri bireysel olarak bu ayıptan sorumlu değildirler. TC’nin yasal ve anayasal düzenlemelerle bir şehirde oy kullanmak için o şehirde yaşamak ve yaşayacak olmanın teminat altına alınmasının zorunluluğunu görüyoruz. TSK’nın personelinin bu işe alet edilmesine hangi kim emir ve talimat verdiyse bu ülkenin toplumsal barışına çok büyük bir kötülük yapmıştır affedilir yanı yoktur” diyerek tepsini dile getirdi. (gazeteduvar)
CHP yerel seçimlerde tarihsel bir başarı elde etti. Bu başarı Türkiye’nin geleceği açısından yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Kürtler ve Kürt sorununa yaklaşım bu değişimin ana momentumunu oluşturacaktır.
Ülkemizdeki son 40 yıllık deneyim göstermiştir ki, eşit ve adaletli bir yaklaşım/politika sergilenmediği sürece bu değişimi gerçekleştirmek; ülkeyi ileriye taşımak mümkün olmayacaktır.
Türkiye toplumu, değişim ve demokrat aydın tavrı
Demokrat ve aydın insanlar demokrasiye inanan ve onu savunan; bireysel özgürlükleri, eşitliği ve adaleti savunanlardır. Farklı görüşlere saygı duyar ve hoşgörülü davranırlar. Çoğulculuğu ve demokrasiyi savunurlar. Hukukun üstünlüğüne inanırlar. Eleştirisel düşünen, sorgulayan, bilgiye ve bilime önem veren, önyargılara ve dogmalara karşı toplumun ilerlemesine katkı sunan kişilerdir. Doğal olarak bir demokrat aydın insan haksızlıklar karşısında sessiz kalmaz. Haksızlığa uğrayanların yanında yer alır ve haklarını savunur. Haksızlığı yapanları teşhir eder, haksızlığa uğrayanlara destek olur, dayanışma gösterir.
Demokrat bir aydın, haksızlıklarla mücadele etmenin sadece bireysel bir sorumluluk olmadığını, aynı zamanda demokrasinin bir gereği olduğunu da bilir. Bu nedenle, haksızlıklara karşı mücadeleyi demokrasinin güçlenmesi için bir fırsat olarak görür.
31 Mart 2024 seçimlerinde Kürt illerinde yaşanan taşıma seçmen vakası, demokratik ve aydın bir bakış açısıyla kabul edilemez bir durumdur. Bu durum, seçimler üzerinde haksız bir müdahale olarak değerlendirilmeli ve ülkenin çıkarına olmadığı bilinmelidir.
Sonuç olarak;
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Kürt illerinde yaşanan taşıma seçmen vakası, demokrasinin en temel ilkelerine aykırı bir durumdur. Bu durum, seçimler üzerinde haksız bir müdahale olarak değerlendirilmeli ve rededimelidir.
Taşıma seçmen uygulaması, Kürt seçmenlerin iradesini yok saymak ve iktidarın tercihlerini dayatmak için kullanılan bir araçtır.
Demokrat ve aydın kişiler, bu tür haksızlıklara karşı sessiz kalmamalı ve demokrasinin korunması için aktif bir şekilde mücadele etmelidir. Bu mücadele, sadece Kürt illeri için değil, tüm Türkiye için demokrasiyi güçlendirmek ve adil bir toplum inşa etmek için gereklidir.
Herkesin eşit haklara sahip olduğu ve özgürce iradesini ifade edebildiği bir Türkiye için çalışılmalıdır. Demokrat ve aydın kişiler, bu tür haksızlıklara karşı mücadele ederek demokrasinin korunmasına katkıda bulunmalıdır. Demokrasinin korunması ve güçlendirilmesi, herkesin sorumluluğudur. Bu sorumluluğun bilinciyle hareket ederek, Türkiye’de daha adil ve demokratik bir gelecek inşa etmek için birlikte çabalamalıyız.
Türkiye’deki seçimlerde yaşanan taşıma seçmen vakaları, demokrasinin en temel ilkelerine aykırıdır ve kabul edilemez bir durumdur. Bu durum, seçimler üzerinde haksız bir müdahale olarak değerlendirilmeli ve reddedilmelidir. Demokrat ve aydın bireyler olarak, bu tür haksızlıklara karşı sessiz kalmamalı ve demokrasinin korunması için aktif bir şekilde mücadele etmeliyiz. Herkesin eşit haklara sahip olduğu ve özgürce iradesini ifade edebildiği bir Türkiye için çalışmalıyız. Demokrasinin korunması ve güçlendirilmesi, hepimizin sorumluluğudur ve bu sorumluluğu yerine getirmek için birlikte çaba göstermeliyiz.