Görmezden Gelinen Bir Eser
Yakın geçmişte şehrimizin değerli bir insanı, dünya edebiyatına kıymetli bir eser kazandırdı. Mehmet Öncü’nün Gotinên Pêşiyan adlı —Kürtçede “atasözleri” anlamına gelen— çalışması, ne yazık ki hak ettiği ilgiyi ne yerel basında ne ulusal basında gördü. Bu durumu ciddi bir eksiklik olarak görüyorum.
Toplumların Hafızası: Atasözleri
Atasözleri, bir toplumun hafıza odasıdır. İnsan, anlatmak istediğini özlü sözlerle ifade etmeyi asırlardır bir bilgelik biçimi sayar. Sevinçlerin, öfkelerin, tepkilerin, hayal kırıklıklarının kısa ama yoğun bir ifadeye dönüşmesi, o toplumun kültürel derinliğini de ele verir.
Sözcükler yetersiz kaldığında imdada atasözleri yetişir. Bir sohbet sırasında “sözün renk kazanması” tam da buradan gelir. Atasözleriyle konuşan insanın kültürel yetkinliği de kendiliğinden görünür olur.
Her Millet, Hafızası Kadar Zengindir
Bir milletin edebiyatı yalnızca romanlarla, şiirlerle değil; hikâyeleri, fıkraları, fablları, mizahı ve atasözleriyle ölçülür. Fabl deyince nasıl akla Beydeba, Ezop ve La Fontaine geliyorsa; atasözleri de aynı evrensel mirasın parçalarıdır.
Hatta çoğu zaman cümlemizi tamamlamak için başka dillerin atasözlerine yaslanırız:
“Bir Çin atasözü der ki…”
“Bir Rus atasözü der ki…”
Bu, bireyin eğitim düzeyinden tutumuna kadar pek çok şeyi ele verir.
Bazı atasözleri ise toplumun iç dünyasına ayna tutar. Mesela Türkçede sık duyulan “Devlet malı deniz, yemeyen domuz” sözünün fonetiği kulağa hoş gelse de, içerdiği çarpık arzu ortadadır.
Toplumsal İlişkilerin Kısa Tarihi
Atasözleri yalnızca kadın-erkek, genç-yaşlı ilişkilerini değil; toplumun adalet, hak, hukuk ve eşitlik anlayışını da anlatır — kimi zaman olumlu, kimi zaman eleştirel bir biçimde.
Bir Kağıt Parçası ve 7 Günlük Gözaltı
Mehmet Öncü, Bianet’ten Ferit Demirel’e verdiği röportajda, lise yıllarında yaşadığı çarpıcı bir olayı anlatıyor. Yıl 1979. Lise ikinci sınıfta, henüz 17–18 yaşlarındayken, cebinden çıkan bir kağıtta yazılı yalnızca 21 Kürt atasözü nedeniyle yedi gün boyunca gözaltında tutuluyor.
O gün başlayan yolculuk, tam kırk yıl boyunca süren bir derleme çabasına dönüşüyor.
Elli Bin Atasözünü Taşıyan Bir Sözlük
Bugün Sitav Yayınları tarafından yayımlanan eser, dört ciltten, beş bin sayfadan ve elli bin Kürt atasözünden oluşan devasa bir sözlük. İçeriğinde yer alan 235 başlık, Kürt dilinin kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.
Öncü, bu atasözlerinin 27 bininin kendi derlemeleri olduğunu belirtiyor. Adıyaman’dan Mardin’e, Diyarbakır’dan Şırnak’a kadar il il, ilçe ilçe dolaşarak, insanlar bu sözleri nasıl kullanıyor, hangi hikâyeye dayanıyor tek tek kayıt altına alıyor.
Her atasözünün altına, yalnızca anlamı değil, o sözün hikâyesi de eklenmiş. Bu yöntem, eserin kıymetini iki katına çıkarıyor.
Dilimizin Derinliği, Hafızamızın Direnci
Bu çalışma, yalnızca bir sözlük değil; Kürt dilinin derinliğini, kültürel sürekliliğini ve hafıza direncini gösteren bir belge niteliğinde. Büyük bir emek, sabır ve adanmışlık.
Bu nedenle Mehmet Öncü’yü hem bu eserinden hem de dilimize ve kültürümüze sunduğu katkılardan dolayı içtenlikle tebrik ediyorum.
