Cemal Özel
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Siyaset
  4. Deprem ve Ardında Olası Siyaset Savaşları

Deprem ve Ardında Olası Siyaset Savaşları

Asia minor denilen coğrafya eski çağlardan beri önemli bir deprem bölgesidir. Dolayısıyla bu coğrafyada sıklıkla belirli derecelerde depremler olmaktadır. Günümüzde bölge toplumu, “kültürel genetikteki” defodan dolayı, depremlerden olumlu sonuçlar çıkarmayıp, can ve mal kayıplarını azaltmaya yönelik tedbirler ise alın(a)maz.

Özellikle doksandokuz depreminden sonra, deprem hasarları siyasete de yansımaktadır. İktidarların ciddi anlamda meşruiyetini yitirmelerine sebebiyet vermektedir.

                                                   ✬✬✬

Depremin birkaç gün öncesinde, sosyal medyada, mayıs ayında yapılacak olası seçim üzerine bir yazı yazmış, son paragrafında; “Seçimin yapılmasına, daha üç aylık gibi bir süre var ve bu normal medeni ülke-toplumlarda, kısa bir zaman dilimine tekabül etmektedir. Ama bu kısa süre, Türkiye gibi ülkeler için, uzun bir zaman olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Düşünün ki, hala muhalefetin daha bir Cumhurbaşkanı adayı dahi belirlenmiş değildir. Bundan dolayı siyaset piyasasında olabilecek ani değişikliklerin ”anormal karşılanmaması” gerektiğini de buraya ayrıca not etmek isterim” diye yazmıştım….

                                                          ✬✬✬

Politik figürlerin öne çıkmış olanları, birbirine “el ense” çekerek bize bu noktada siyaseten kapışma sinyalleri vermektedirler.

8 Şubat 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı;

“Bazı namussuz kişiler kampanya yaparak, Hatay’da asker, jandarma, polis göremedik gibi yalan yanlış iftiralar atıyorlar. Askerimiz polisimiz şereflidir. Bu şerefsizlerin ağzına meze yaptırmayız. Sağlık çalışanlarında 9 bin 179 personel çalışıyor. 7 valimiz 12 kaymakamımız görevli. 170 ekip 5 bini aşkın arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor”.

Ardında;

“Hala basit siyasi çıkar uğruna çirkefçe hala burada olumsuz kampanyalar yürütmeyi ben şu anda hazmedemiyorum. Makamın sorumluluğu olmasa ben farklı konuşurum.” (Gazete Duvar) demiştir.

Bir gün sonra, 09 Şubat 2023 tarihinde ise;

“Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 10 ilde büyük yıkıma neden olan, Kahramanmaraş merkezli, 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden sonra ilan edilen OHAL kararı için, “Bugün inşallah Meclisimizde OHAL kanununun 3 ay süreyle ilanını yapacağız, bugün Meclis’te yapılacak oylamayla birlikte yürürlüğe girmiş olacak. OHAL; Türkiye’de bu süreci istismar eden, ticarette yolsuzluklara giden tüm tefecilere, fitne gruplarına karşı müdahale etme imkanını devlete vermiş olacaktır.” (Gazete Duvar) diyerek, işi bir tık öteye taşımıştır.

Bütün bunlara karşın, ana muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından “Kötülüğe susarsam, ona ortak olurum” notuyla videolu paylaşımda bulundu. 

“Sevgili halkım, deprem çok büyüktü. Ama depremden çok daha büyük olan kordinasyonsuzluktu, plansızlıktı, liyakatsizlikti. Ve bile bile göz göre göre bu riskleri aldılar. Oluşan can kaybımızın ulaşacağı nokta, depremin büyüklüğünden değil, müdahaledeki etkisizliktendir, yetersizliktendir. Erdoğan, seninle sonuna kadar mücadele edeceğiz, bizim de kader planımızda bu varmış.” (T24) diye, niyetini gayet açık bir şekilde ifade etmiştir. 

akp.jfif

                                                   ✬✬✬

Deprem, siyaset arenasında bu noktada bir hayli etkili olacak, islamcı ve Ulusalcı Türkler ise birbirine girecektir. Şimdi, gizli kapaklı kapılar ardında bunun planlarını yapmaktadırlar. Siyasi figürler, rakiplerini ekarte etmek için, toplum ve rakibini manipüle etme yarışına girecek ve bu doğrultuda yapılanın, biri bin para olacaktır. Ortalıkta, politika bezirganları fink atacak. Tam da bu yüzden, önümüzdeki günlerde, siyaset piyasasının bir hayli kızışacağını tahmin etmek, abartı olmasa gerek.

Evet, iktidar cenahını elinde tutan islamcı Türkler, depremin olumsuz sonuçlarından nasıl veya en az siyasi bir hasar ile kurtulabileceğinin hesabını yapıp, önlemler almaya çalışmaktadır. Bunun aksine, muhalefette olan ulusalcı Türkler yapabildiği kadar depremin verdiği hasarı sonuna kadar istismar etmeye çalışacaktır. Bunun da sınırlarını kestirmek bir hayli güçtür. İslamcı ve ulusalcı Türkler, aslında “düşman kardeşler” olup, birbirinden asla haz etmemektedir. Bir karış suda, birbirini boğmaya hevesli olan bu iki taraf, Kürd meselesiden dolayı “aynı gemideyiz” teranesinin ardına saklanmaktadıır. Ama bu, zevahiri kurtarmaya yetmeyecek, deprem bu iki kesimi siyaseten sobelemeye itecektir.

                                                   ✬✬✬

Görünen o ki, deprem bir iktidar değişikliğine sebebiyet verecektir. Ama bu, hiçte bilindik bir tarzda bir değişiklik olmayacaktır. Kuşkusuz “rövanşist” hamleler yapılmak istenecektir. İç ve dış dengeler bunun sınır, dozaj ve zamanlamasını (zamana yayılması) belirleyecek en büyük etken olacaktır.

Gelecek iktidar, genel olarak pek fazla bir değişiklik getirmeyecektir. Türk toplumu ise her şeye kaldığı yerden devam edecektir. Yeni imar afları ve yeni çıkar grupları daha bir öne çıkacaktır. Belkide en büyük değişiklik bu olacaktır.

Deprem konusunda da pek bir ilerleme kaydedilmeyecek sızlanmalar için bir sonraki deprem beklenecektir.

Deprem ve Ardında Olası Siyaset Savaşları
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir