Maraş merkezli depremlerin yıkıma neden olduğu Adıyaman’a depremin 6.günü vardık. Depremin ilk 6 gününü Diyarbakır’da geçirirken aklımız sürekli Adıyaman, Hatay ve Maraş’taydı. Diyarbakır’da da durum kötüydü fakat Adıyaman’a vardığımızda Diyarbakır’ın diğer illere nazaran şanslı olduğunun farkına vardık. Yol boyu yardım taşıyan kamyonlarla, tırlarla karşılaştık. Kentte bizi bekleyen felaketin boyutunu idrak bile edememişken şehir merkezine giriş yaptık. Henüz öğle saatleriydi. Normal zamanlarda işlek olması gereken caddeler boş, çocukların doyasıya oyun oynadığı ara sokaklar ıssızdı. Kentin sokaklarında ilerledikçe aradan geçen altı güne rağmen yükselen feryatları hala duyabiliyorduk. Birkaç kamu binası haricinde kentte ayakta durabilen bina kalmamış, yıkılmayan binalar da ağır hasarlı vaziyetteydi. Adıyaman’ı uzaktan takip ederken “Adıyaman haritadan silindi” sözlerini sık sık duyardık ama böylesi bir manzarayla karşılacağımız hiç aklımıza gelmemişti.
HALK ÖRGÜTLÜ, GIDA SIKINTISI YOK
Kente girmeden önce gazeteci arkadaşlarımızla konuşmuş ve Yeni Mahalle Cemevi’nde barınma ve gıda ihtiyaçlarının karşılandığını öğrenmiştik. Cemevine geldiğimizde sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllülerin birlikteliğiyle bir koordinasyon merkezi kurulduğunu gözlemledik. Depremzedeler cemevinde kalıyor; günde iki öğün yemek, sıcak içecek ve barınma ihtiyaçları karşılanıyordu. Bunların yanı sıra bir çadır kurulmuş ve sağlık ekibi hastaları tedavi ediyordu.
HERKESİN DİLİNDE VALİ: DAHA ÇOK KİŞİ KURTARILABİLİRDİ
Adıyaman’da arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği enkaz alanlarını gezmeye başladık. Birçok enkaza geç müdahale edildiği, çadırların geç kurulduğu yaygın en yakıcı gündem. Bazı enkaz alanlarında cesetler sokaklara dizilmişti. Yakınlarını kaybeden yurttaşlar ve halen umudunu diri tutanlar, Adıyaman’a arama kurtarma ekiplerinin ve yardımların geç gelmesinin sorumlusu olarak kentin valisi Mahmut Çuhadar’ı gösteriyordu. Adıyaman’da konuştuğumuz istisnasız herkes, ilk üç gün enkazlardan yakınlarını kendilerinin kurtardıklarını ya da cesetlerine ulaştıklarını söyledi. Köylerde ise durum daha acıydı. Ulaşımın ancak dördüncü gün sağlanabildiği köylerde etkili olan kar yağışıyla beraber ısınma ve barınma sorunu kent merkezine nazaran daha sorunluydu. Kent genelinde ivedilikle çözülmesi gereken sorunların başında elektrik, lavabo ve barınma olduğunu söylemek mümkün.
TOPLU MEZARLAR, KAN ÇANAĞI GÖZLER
Defin işlemleri de elbette olağanüstü şartlarda gerçekleşiyordu. Depremin 9’uncu gününde ziyaret ettiğimiz mezarlıkta kepçe operatörleri ile konuşma fırsatımız oldu. Depremin ikinci gününden itibaren Adıyaman’a gelerek gönüllü olarak çalışmalara başlayan bir operatör, tek seferde 150 kişiyi gömdüklerini ve psikolojilerinin alt üst olduklarını anlattı.
Günde 2 saat uyku ve kan çanağı gözler ile çalışmalara devam eden operatör, evine dönecek olsa da Adıyaman’da kaldığı sürenin kendisinde kalıcı hasar bırakacağını biliyor.
Arama kurtarma çalışmalarının bitmek üzere olduğu kentte herkesin aklındaki soru ise yaraların nasıl sarılacağı.